23 Aralık 2014 Salı

Kampl BVB'de!! Kevin Kampl Kimdir?

Ligde zor günler geçiren Borussia Dortmund devre arası kampı öncesi transfer bombasını patlatarak Red Bull Salzburg takımının futbolcusu Kevin Kampl'ı renklerine bağladı.
Bu özel oyuncunun artı/eksi yönlerini, BVB sisteminde yapabileceklerini Oğuzhan Oğuz'a sorduk..

Kevin Kampl Kimdir?

Profil

1990 Solingen doğumlu olan Kevin Kampl, Maribor'dan Almanya'ya göç eden bir ailenin çocuğu.

Solingen altyapısına küçük yaşta kaydolan Kampl, 4-7 yaş arası futbola alışma sürecini orada geçirdikten sonra 7 yaşındayken Leverkusen yolunu tuttu. Leverkusen tedrisatından çıkıp A Takıma kadar yükselen Kampl A Takım düzeyindeki siftahını Kharkiv deplasmanında bir UEFA Avrupa Ligi maçında yapmıştı. Ancak Kampl A Takım için sanırım yeterli görülmemiş olacak ki Leverkusen tarafından önce kiraya verildi (Fürth yolcusuydu), akabinde de bonservisi ile Osnabrück yolunu tuttu. Kampl için geriye doğru atılan o adım güzel günlerin habercisi olacaktı. Osnabrück ile geçirdiği iyi sezonun sonrasında 2.Bundesliga takımlarından Aalen'in yolunu tutan Kampl, takım ile 4 maça çıkar ve o 4 maç sonrası Salzburg tarafından beğenilir ve aynı(!) transfer dönemi içinde transfer edilir. Gerisi malum zaten. Salzburg'da geçirdiği 2.5 sezonda Avusturya Ligi'nin ve UEFA Avrupa Ligi'nin altını üstüne getiren, seviyenin ona hafif geldiğini hissettiren bir Kampl izledik.

''Salzburg Avusturya'ya çok fazla, istatistikler doğru referans değil'' şeklinde argümanlar gelebilir. Haklıdır da kısmen. Bu sebeple UEFA'dan rakamlarla konuşalım biraz, reel kapasiteye daha yakın rakamlar bunlar.

Geçen sezon 9 maçta 768 dakika süre aldı, 2 golü var. 5 asist yaptı ve Bebras Natkho ile beraber turnuvanın asist lideri oldu.

Mevcut sezonda 6 maçın tamamında 90 dakika sahada kaldı. 6 maçta 4 gol attı, 4 de asist yaptı. Asist krallığında zirveyi Gökhan Töre ve Andriy Yarmolenko ile paylaşıyor. 221 pas, 186 isabet. %84 yapar. İkna edici veriler gibi, grupta Dinamo Zagreb ve Celtic gibi o düzeyde diş gösterebilecek takımlar varken hem de.

Güçlü Yönleri

Çok atlet bir oyuncu. Salzburg'un 2 ve 3. bölgede uyguladığı sert baskının ardından direkt kaleye giden ve çabuk hücumlar oluşturan takım profiline bu yüzden çok uygun bir oyuncuydu. Ayak bileğinin iyi olması ve pasör niteliğinin gelişmiş olması sebebiyle takımın saniyeler içinde çıkılan hızlı hücumlarda isabetli paslarla net tehlikeler yaratıp skor üretmesine büyük katkıda bulunuyordu. Topu aldığında manevralarını çok çabuk yapabilmesi ve aerobik niteliklerinin üst düzey olması sebebiyle rakip savunma dengesini bozuyor. Özellikle kenarlardan merkeze yanaşıp rakibin savunma ve orta alan hatlarının arasına girdikten sonra çabuk davranması, dengesi bozulan rakip savunmaya karşı pozisyon üretme imkanı demek oluyor. Neticede belli bir alana yerleşen savunmada bekler kimi zaman kanatlardan içeri giren oyuncuları takip etmekte zorlanıyor ve stoperler bu oyuncuları karşılamak için bir adım öne çıkmak zorunda kalıyor. Bu da arkalarında alan bırakmalarını ve akabinde de 2 santrfordan birinin o alanı kullanma ihtimalini doğuruyor.

Salzburg'da pres göreviyle bezenmişti Kampl takım savunmaya yerleştiğinde. Bu şu anlama geliyordu. Salzburg'un 2 santrforu vardı. Biri Alan Douglas, diğeri Jonathan Soriano. Alan direkt olarak daha agresif ve ''ısıran'' forvet profiline uyuyordu. Soriano'nun ise 90 dakika stoperlere ve beklere 1'e 1 sert pres uygulayabilecek fiziki kapasitesi ve oyun kalitesi yoktu. Onun görevi daha çok toplu oyundaydı. Bunun sonucu olarak Kevin Kampl kimi zaman santrforlara kadar gelip pres yapardı ve Salzburg sol beki Andreas Ulmer'i de öne atarak ön alanda çok daha kalabalık olup ''boğucu'' bir pres uygulardı. Pas kanalı kapama ve direkt oyuncu üstüne gitme olarak presi ikiye ayıracak olursak her ikisini de layıkı ile yapabilecek bir oyun bilgisine sahip bir oyuncu Kampl, bunu temin edebilirim.

Atletizminden söz ediyordum. İlk adımı çok seri, ilk metrelerde oldukça iyi ve uzun mesafe sürati de hiç fena değil. Vücut esnekliği de oldukça yerinde. Fiziki kalitesinin bu kısmı tamam. 90 dakika devamlılığı da oynadığı düzeyler içinde oldukça yeterli. Dripling yapar, yeteneği ve atletizmini harmanlayınca oldukça iyi seviyede de yapabildiğini söylemek mümkün. Sürekli final pası yapmayı dener ve bunu asist sayılarından da kolayca anlayabiliriz. Ne kadar zeki bir oyuncu olduğunun fragmanını Astra maçında Sabitzer'in golünde yaptığı asistle göstermişti zaten.

Zayıf Yönleri

Skor, skor, skor. Geliştiriyor, evet, ama hala gelişime fazlasıyla açık. Ceza sahası koşularında ortalama bir gözün idrak edebileceği kadar ciddi bir gelişim var. Ancak genel olarak şut tekniğinin törpülenebileceği ve daha verimli bir hale getirilebileceğine inanıyorum. Ayak içini iyi kullanır, plaselerle skor üretebilir, ancak ayak üstü vuruşlarda gerek kuvvet gerek duruş kaynaklı olarak yeterli etkinlikte değil. Ayrıca yine herhangi bir pozisyonda kaleci ile birebir kaldığında yanlış son vuruş tercihi ile ''saç baş yoldurma'' ihtimali var, uyarmakta yarar var. Gelişime açık bir nitelik olduğunu ve umudun var olduğunu da eklemiş olalım.

Kuvvet eksiği olduğunu da düşünüyorum. Kuvvetten kasıt maç kaldıracak beden kuvveti değil, ikili mücadele gücü. Alman Ligi sertlik olarak şu ana dek bulunduğu platformların birkaç tık ötesinde, fiziki gelişimi de iyi düzeyde ilerleyecektir. Lig sertliğine ne denli ayak uydurur, zamanın göstereceği bir şey. Fizik kaliteyi genel olarak farklı özelliklerle değerlendirmek gerek. Fizik salt kuvvet değildir, ayrıca bir bedenin ne kadar hızlı olduğunu, ne kadar çabuk olduğunu ve ne kadar esnek olduğunu kapsar. Kampl fiziki kalitesi iyi olan ancak tamamlanmamış bir oyuncu. 26-27'sinde kuvvet ve sertliğe cevap kazandığında şu an bulunduğundan çok daha üstün bir oyuncu da olabilir, bu ihtimal fazlasıyla mevcut. Tehdit ise bu geçireceği kuvvet gelişiminin haddinden fazla olması sonucu patlayıcılığını kısmen yitirebilme ihtimali. Teknik ekibin uzmanlık alanıdır tabii, görmek gerek.

Nasıl Kullanılabilir?

Salzburg düzeninde 4-4-2'nin kanatlarında oynuyordu. Ancak bu Salzburg'un genelde rakiplerine ciddi bir hakimiyet kurması sebebiyle oyuncuların farklı alanları kapsaması sonucu 4-2-4'e dahi evriliyordu. Magic Rectangle olarak adlandırılan düzenin muadili (hatta neredeyse aynısı) şekil şemal olarak.
Savunma önündeki ikilide oynayabilecek alışkanlıklara sahip değil. Basit örnekle tempo ayarlamak ve  takım yönetmek, savunmada da ceza sahası koşusu yapan orta alan oyuncularını karşılamak gibi konularda sorun yaşar. Dortmund düzeninde daha çok santrfor arkasındaki üçlüden biri olacaktır. Çizgilerde oynarken de sürekli içe doğru hareketlenip koridorunu bindiren bekler için boşaltıp kendisi de santrfora yakın olmak isteyecektir.

Sonuç?

Futbolcuları her zaman 4 parametre üzerinden değerlendirmeye çalışırım. Yetenek, oyun bilinci, fiziki kalite, zihinsel kalite. Yetenek konusunda sınıfı çok rahat geçtiği zaten aşikar, eksileriyle ve artılarıyla az çok anlatmaya çalıştım. Oyun bilinci konusunda da Leverkusen ve Salzburg tedrisatlarında yeterli donanımı elde etti, oyunu oldukça iyi biliyor. Fiziki kalite boyutuna detaylıca girdik zaten. Gelelim son odak noktasına, zihinsel kaliteye. Arzulu, agresif, kazanma isteği üst düzey ancak kimi zaman heyecanından ötürü tercihlerde ufak sorunlar yaşar. Kırılma noktalarında nasıldır ve ''lider'' olmayan bir takımda nasıl oynar? Bunu Dortmund'da gösterecek, bu sezon yeterli şansı bulursa şayet.

Sportif direktör Michael Zorc'un da söylemiş olduğu gibi, Dortmund düzenine çok uygun bir oyuncu. Gerek temposu, gerek pres futboluna ve akabinde hızlı hücumlara alışık olması gibi etkenler onu Dortmund şablonuna uyduran nitelikler. İyi bir transfer olduğunu, Kampl'ın da bu transfere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. İki taraf da bekleneni birbirine verirse (gelişim, süre, katkı) çok doğru ve olumlu bir transfer olmuş olacak sonuç itibariyle de. Yeni bir düzen, benzer bir kültür ancak bir üst seviyeye çıkıyor Kampl. Artık rüşt ıspatına geldi sıra.


BVB Türkiye Blog olarak Oğuzhan Oğuz'a  bize zaman ayırarak yaptığı detaylı analiz için teşekkür ederiz. 


Oğuzhan Oğuz (@oguzhann10)

2 yorum:

  1. teşekkürler,çok güzel yazmışsın,eline emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. gayet güzel bir değerlendirme olmuş, bilgilendirme için eyvallah.

    YanıtlaSil