31 Ekim 2013 Perşembe

Jürgen Klopp ile 2018'e kadar..

30 ekim 2013.. Bu tarih Borussia Dortmund taraftarını inanılmaz mutlu eden bir gün olarak tarihe geçti. Çok önemli bir karşılaşma ya da bir kupa kazanılmadı, BVB taraftarını çok sevindiren olay teknik direktör Jürgen Klopp'un ekibi ile birlikte 2016'da sona erecek sözleşmesini 2018'e dek uzatması oldu.
Klopp ile birlikte BVB iki kez Almanya şampiyonu, bir kez Almanya kupası zaferi yaşarken bir kez de şampiyonlar ligi finali oynadı, bir çok yıldız ismi dünya futboluna sundu ve bu sürecte taraftarın gözünde hep en önemli kişi Klopp'du. Yıldızlar gelir gider, Klopp burada oldukca sorun yok düşüncesi iyice yerleşti taraftarın düşüncesine.
Teknik, taktik uzmanlığının yanında kişiliği ile de bir çok hayrana sahip olan Klopp, en mutlu olduğu yerde 2018'e kadar kalmaya karar verdi ve imza sonrası söyledikleri ile de yine gönüllere girmeyi başardı güzel adam:
Bu takımın geleceğini planlamak için rahat olmaya ihtiyacımız var. Canımız bunu yapmayı çok istiyor. Hepimiz bu takıma ve bu takımda olup bitenlere biraz aşığız. 2018'e kadar beni kimsenin aramasına gerek yok. 2018'e kadar bu birliği hiç kimse ve hiç birşey ayıramaz..  Asıl sözleşmenin bitmesine 2,5 yıl varken yeni sözleşme imzalamak garip bir olay ama ben bişey ifade etmek istedim..

BVB Türkiye olarak çok sevdiğimiz büyük hocamız Jürgen Klopp'a BVB ile birlikte başarı dolu yıllar diliyoruz. 
Klopp'un BVB'deki ilk günü




Kalp atışı 2018'e kadar

27 Ekim 2013 Pazar

Maç Detayları: Schalke 04 1-3 Borussia Dortmund

Kış'ın kapıya dayandığı bugünlerde B.Dortmund güneşli günler yaşamaya devam ediyor. Arsenal deplasmanından galibiyet ile dönen BVB taraftarının yüzünü bukezde derbi deplasmanında güldürdü. Geçen sene iki derbiyi kaybeden Dortmund bu kez işi sıkı tuttu ve maçın başından itibaren sahadaki üstünlüğünü hissettirdi. Aubameyang ile öne geçen BVB iyi oynadığı dakikalarda hakemin cok ucuz çaldığı bir penaltı ile korkulu rüya görsede formda kalecisi Weidenfeller'in kurturarışı ile rahat bir nefes aldı. Nuri Şahin'in harika vuruşu ile farkı ikiye çıkaran BVB bu avantajın rahatlığı ile vites küçültünce kalesinde golü görüyor fakat hızlı bir atak ile Kuba ile golü bulup galibiyetini ilan ediyordu. B.Dortmund bu galibiyet ile puanını 25'e yükselterek Bayern ve Leverkusen ile birlikte sürdürdüğü şampiyonluk yarışına devam etti.

SCHALKE 04 1-3 BORUSSİA DORTMUND

FC Schalke 04: Hildebrand - Uchida, Höwedes, Matip, Kolasinac (76. Jones) - Neustädter, Aogo - Draxler, Boateng (82. Clemens), Fuchs (61. Meyer) - Szalai
Borussia Dortmund: Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels, Schmelzer (46. Durm) - Bender, Nuri Sahin - Aubameyang (71.Blaszczykowski), Mkhitaryan, Reus (89. Hofmann) - Lewandowski

Goller: 62'Meyer / 14'Aubameyang, 51'Nuri Şahin, 74'Kuba
Sarı kartlar: Aogo, Jones, Szalai / Schmelzer
Seyirci sayısı: 61.973
BVB Türkiye Maçın Adamı: Henrikh Mkhitaryan

26 Ekim 2013 Cumartesi

Maç Detayları: Arsenal 1-2 Borussia Dortmund

Borussia Dortmund, özellikle Mesut Özil transferinden sonra şaha kalkan ligde ve Avrupa'da fırtına gibi esen Arsenal'i deplasmanda mağlup ederek çok önemli bir galibiyete imza attı.
Önde yaptığı pres ile Arsenalin pas yollarını kapatan BVB yaklaşık 75 dakika boyunca sahanın tek hakimi konumunda oynadığı mücadeleyi üstünlüğü tam rakibine kaptırdığı anlarda Lewandowski ile bulduğu kontra atak golü ile kazanmayı bildi.

ARSENAL 1-2 BORUSSİA DORTMUND
 
FC Arsenal: Szczesny - Sagna, Mertesacker, Koscielny, Gibbs - Ramsey (86. Bendtner), Arteta - Wilshere (58. Santi Cazorla), Mesut Özil, Rosicky (89. Gnabry) - Giroud
Borussia Dortmund: Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels, Schmelzer - Bender, Nuri Sahin - Blaszczykowski (67. Aubameyang), Mkhitaryan (66. Hofmann), Reus (89. Sokratis) - Lewandowski

Goller: 41'Giroud / 16'Mkhitaryan, 82'Lewandowski
Sarı kartlar: Rosicky, Mesut Özil / Bender, Hummels, Lewandowski
Seyirci sayısı: 60.011

 BVB Türkiye Maçın Adamı: Sven Bender

22 Ekim 2013 Salı

Maç Detayları: Borussia Dortmund 1-0 Hannover 96

Milli maçlar nedeniyle verilen ara sonrası Bundesliga'nın 9.haftasında oynanan BVB - Hannover mücadelesini takımımız Reus'un attığı gol ile 1-0 kazanmayı başardı. B.Dortmund bu galibiyet ile puanını 22'ye yükselterek ligde 2. sıradaki yerini korudu.

BORUSSİA DORTMUND 1-0 HANNOVER 96

Borussia Dortmund: Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Sokratis, Durm - Bender, Nuri Sahin - Aubameyang, Mkhitaryan(80.Hofmann), Reus(66.Kuba) - Lewandowski
Hannover 96: Zieler - Sakai(77. Schlaudraff), Marcelo, Schulz, Pocognoli(46. Bittencourt)  - Sané, Andreasen - Stindl, Schlaudraff, Huszti - Sobiech(68. Kadah)

Gol: 4'(p)Reus
Sarı kartlar: Weidenfeller / Sakai, Sobiech, Sané
Seyirci sayısı: 80.645

BVB Türkiye Maçın Adamı: Roman Weidenfeller

8 Ekim 2013 Salı

BVB Türkiye Röportaj: BVB forma koleksiyoncusu Yavuz Savata

Bazı taraftarlar için atkı, forma, maç bileti çok özel eşyalardır. Kimi gittiği maçların biletlerini biriktirir, kimi bir atkı değiştimek için saatlerce uğraş verir. Özel röportajlar bölümümüzdeki bu defaki konuğumuz Yavuz bey ise forma koleksiyonculuğu ile uğraşıyor. Güzel bir BVB forma koleksiyonuna sahip Yavuz Savata ile bu işin inceliklerini konuştuk..
*Yavuz bey selamlar, öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Borussia Dortmund formalarından oluşan bir koleksiyonunuz olduğunu biliyoruz. Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?
- Merhabalar! Öncelikle ben size davet ettiğiniz icin teşekkürlerimi sunuyorum.
1985 Malatya doğumluyum. Ankara'da büyüdüm ve birkaç yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Burada bir kamu kurumunda memurum. Ailem Hamburg gurbetçisi. Annem ve babam orada evlendiler hatta. 1984 yılında, yani ben doğmadan önce kesin dönüş yapmışlar. Daha sonra diğerleri.. Şimdi sadece en küçük dayım orada. Hamburg Galatasaray'lılar Derneği'nin Asbaşkanlık görevini sürdürüyor bir yandan. Ben ise sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olduğum için, aramızda -çoğu uluslararası telefon görüşmelerinden ibaret- sataşma ve sürtüşmeler aile arasında meşhurdur. Konumuz Borussia Dortmund olduğu için bu konuya daha fazla değinip insanları sıkmak istemiyorum. Ülkemizdeki holiganizmin geldiği nokta malum..

*Gelelim Borussia Dortmund'da, BVB'ye olan sempatiniz nezaman nasıl başladı?
- Tabi ki 90'lı yılların ortalarında.. Futbol bilinci yerleşmiş değil henüz bünyeye. Fener'i tutuyoruz ama ilkokul çağındaki çocuğun futbol algısıyla ne kadar olabiliyorsa o kadar.. Avrupa'da 3-5 takım biliyoruz ekol olan, gerisi bizim Türk takımlarıyla oynayanlardan ibaret bir yabancı takım bilgimiz var. Aile desen Hamburg-Altona'dan.. ya HSV ya St. Paulli'li olacakken ben gittim BVB'yi seçtim. Nedeni ne? İnanın ben de hatırlamıyorum çünkü o zaman mantıklı bir seçim yapacak yaşta değilim ama ilk hatirladigim Malatya'da ilkokula gidiyordum. Şimdi nerede hatırlamak mümkün değil tabi, cadde uzeri bir bakkal var. Dükkanın "BVB 09" logolu neon yeşil-siyah renkli bezden imal edilmiş tenteleri otobusle gecerken surekli gozume ilisirdi. Sanirim beynime ilk kazilmaya başladığı zamanlar işte o yıllar. Daha sonra ise 94/95 ya da 95/96'daki lig şampiyonluğu ile iyice sempatim oluşmaya başlamistiı ama asıl sevdaya ne zaman düştün diyorsanız tabi ki efsane kadrolu 1996-97 CL Sezonunda.. Juve'nin her önüne geleni gole boğduğu, finale gelene kadar namağlup ve 10 maçta sadece 4 gol yediği sezon. Turnuva boyunca her maçın mutlak favorisi Juventus'un umutlarını sahanın cimlerine gomen Lars Ricken'in muhteşem aşırtması.. O maçı,  özellikle o golü ilk anki gibi hatırlarım. Benim milâldm o maç diyebilirim.



*Peki formaları biriktirmeye nasıl karar verdiniz? İlk BVB formanızı nasıl elde ettiniz? Hediyemiydi?
-Eskiye ait şeyler biriktirmeyi severim ama ne yazık ki forma koleksiyonu yapmaya karar verdiğimde eskiye ait neredeyse tüm formalarim bedeni küçük diye hep sağa sola verilmişti. 2005 yılında eski formaları toplamaya karar verdiğimde elimde sadece 9 tane forma vardı.
1999 yaziydi İlk bvb formamla kavuşmam. 98-99 sezonu s.oliver göğüs reklamli iç saha forması. Almanya'dan hediyeydi. Simdi kayip, Nerede olğunu bilmiyorum. 2007 yılında yurtdışında bir sitede aynasının bana uyan bedenini buldum ve satın aldım.

*Türkiye'de bir Avrupa takımının forma koleksiyonunu yapmanın zorlukları nelerdir?
-Bu hangi avrupa takımı olduğuna bağlı. Bugün bir Real, Man utd ve Barça gibi kulüplerin lisanslı ürünleri her sezon ülkemizde birçok spor mağazasında satışa sunuluyor. Aynı durum diğer Avrupa kulüpleri için geçerli değil. Örneğin bir Bvb forması hem biraz pahalı hem de temini zor. Resmi Fan shop dışından alınan ürünlerin size ulaşmama riski var. Gönderici dolandırıcı olabiliyor ya da ortak dil olmayınca bazı pürüzler yaşayabiliyorsunuz. Kendi başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum; yıl 2009 senesi ebay.de'de açık Arttırmaya girdim ve kazandım. 2007-08 sezonu BVB forması tabi ki. Forma L beden ama açıklamalarda Almanca "çocuk bedenidir, yetişkinlere olmaz" yaziyormus. Ben farketmedim, Almancam yeterli olmadigindan anlamazdim da zaten. Neyse ben formayı biraz ucuza aldım diye sevinirken 2 hafta sonra forma elime ulaştı ve tabi şok oldum. İlk önce aldatildigimi düşünerek saticiyla temasa geçtim ama gerçeği öğrenince elimdeki küçücük formayla kaldım öyle. Küçük kuzenime verdim o giyiyordu en son.
*BVB formalarınız şuan ne durumda? Kaç adet formaya sahipsiniz? 
-çok forma gelip geçti zamanında elimden. Su an elimde olan bvb forma sayısı sekiz. En eskisi 94-95 iç saha forması. Sırtı takım oyunculari tarafından imzalı. İnşallah 2014 gelmeden 3-4 tane forma daha gelecek Dortmund'dan. Bunların dışında 53 tane Fenerbahçe formam var. Diğer takimlara ait formalarim da var. Onları koleksiyon dışı tutuyorum. 

*Forma koleksiyonu yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Dışarıdan bakıldığında masraflı ve zor bir hobi olarak görülüyor..
-Bu işin duayeni abilerimiz varken bize pek fazla söz düşmez lakin yine de birkaç temel tavsiyede bulunabilirim. dediginiz gibi masrafli ve zor bir uğraş olduğundan bir ya da en fazla iki takımın formalari üzerinde yoğunlaşmak daha mantıklı. piyasada al-sat yapan çok sayida "karaborsaci" olduğundan Türkiye'de özellikle üç büyüklerin formalari ucuk fiyatlarda seyrediyor. bu yuzden arkadaş çevresi, tribün, sokak vb yerlerde bile sorup soruşturmak faydali olabiliyor. Vapurda gördüğü birinin üzerindeki formayı alan arkadaşım var misal. Parasıyla tabi ki :)


*Koleksiyonunuza yardım etmek isteyenler yada elindeki formalarını size satmak isteyenlerin yapması gerekenler nelerdir?
-formalari sergilediğim blog Sayfam var (fbvb.blogspot.com). Orada bana ait olan formalari gorebilirler. İletişim bilgilerim blogta mevcut. Ellerinde bende olmayan forma varsa email atabilirler. Piyasa durumuna göre kesinlikle anlasacigimizi dusunuyorum. Ayrıca bağış yapmak isteyen olursa Hayır demem :) tabi ki böyle jestleri karşılıksız bırakmam. Onlara yeni sezon formasi hediye edebilirim mesela. Özetle herkes için bir orta yolu bulunur. :)



*Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederken son olarak B.Dortmund'un şuanki durumu hakkında kısa düşünceleirinizi alabilirmiyiz?
-Sportif anlamda takimimdan son derece memnunum. Ekonomik olarak da her sey yolunda diye dusunuyorum. 90'lar ruhu sanki geri gelmis gibi. Benim ki dua olacak biraz da: "Allah Klopp'u basimizdan eksik etmesin. Futbolcularimiza zeval vermesin. sari duvar hiçbir mac susmasin.." Taraftar icin fazla soze gerek yok aslinda, dunyada arkasında böylesine vefali taraftarı olan başka kulüp yok!
Bana bu röportaj firsatini sundugunuz, ama en cok da Türkiye'de yaşayan BVB sevdalilarini takımımız hakkındaki her türlü gelişmeden haberdar ettiğiniz için yürekten teşekkür ediyorum. Nice sampiyonluklar ve kupalar görmek üzere "Nur der BVB!"






İsteğimizi kırmayıp sorularımızı yanıtlayan Yavuz bey'e BVB Türkiye ekibi olarak birkezde buradan teşekkür ediyoruz. Yavuz beyin koleksiyonu daha ayrıntılı incelemek ve kendisine ulaşmak için kişisel blog'una bakabilirsiniz:
http://fbvb.blogspot.de/



5 Ekim 2013 Cumartesi

Maç Detayları: Borussia M'Gladbach 2-0 Borussia Dortmund

Borussia derbisinde Dortmund kötü bir süpriz ile karşılaştı. Lewandowskinin arkasına Reus, Mkhitaryan ve Aubameyang 3'lüsünü yerleştiren Klopp, göbekte yeniden Bender ve Nuri ikilisine görev verdi. Schmelzerin eksikliğinde Durm yine ilk 11'deydi.
BVB maçın başından itibaren güçlü bir alan savunması ve pres ile Gladbach'ı kendi yarı sahasına hapsetti. Özellikle sağ kanatta Grosskreutz'un bindirmeleri ile tek kale bir oyun oynayan Dortmund ilk yarıda 15 şut çekip kalesinde sadece 1 şut görmesine rağmen golü bulamadı ve soyunma odasına 0-0 eşitlik ile gidildi.
İkinci yarıdada aynı düzen devam etti fakat dakikalar geçtikce ev sahibi ekibin savunma performansı artıyordu. Bender'in sakatlanmasından sonra Jürgen Klopp oyuna Hofmann'ı aldı. Ortasahasındaki sağlam duvar Bender'i kaybeden BVB'ye hızlı çıkma özelliği olan Gladbach cezayı 80 dakikada kesti. Penaltı ile öne geçen Gladbach Hummelsinde kırmızı kartı ile morallendi ve 86.dakikada Raffael ile farkı ikiye çıkardı.
80 dakika çok üstün bir düzende tek kale oynayan BVB son 10 dakikada kalesinde gördüğü goller ile Gladbach deplasmanından eli boş döndü.

BORUSSİA M'GLADBACH 2-0 BORUSSİA DORTMUND

BVB: Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels, Durm - Bender (72. Hofmann), Nuri Sahin (89. Koray Günter) - Aubameyang, Mkhitaryan (77. Blaszczykowski), Reus - Lewandowski
BMG: ter Stegen - Jantschke, Stranzl, Alvaro Dominguez (56. Brouwers), Wendt - Nordtveit, Xhaka - Herrmann (77. Hrgota), Arango - Raffael, Kruse

Goller: 81'(p)Kruse, 86'Raffael
Sarı kartlar: Stranzl, Kramer / Großkreutz, Lewandowski
Kırmızı kart: Hummels
Seyirci sayısı: 54.011

4 Ekim 2013 Cuma

Interview: BVB-Legende Dede

BVB-Legende Dede, der zur Zeit in der Türkei bei Eskişehirspor spielt, war zu Gast bei der Sendung "Quiz" von LigTV. Dede hat auch öfters über den BVB gesprochen.
- Dein unvergessliches Tor?
+(Dede) In meiner Karriere habe ich nicht sehr viele Tore geschossen, aber eins das ich nie vergessen werde ist im BVB-Dress gegen Hertha Berlin. Und das Tor bei Eskişehirspor gegen Sivasspor.

- Deine schönste Vorlage?
+ In Dortmund hatte ich Everton eine Vorlage gegeben; das Tor hatte uns zum Meister gemacht.  Wir können es auch die "Meisterschaftsvorlage" nennen.

- Dein unvergessliches Spiel?
+ Im UEFA-Cup gegen Milan. Ich hatte den Ball über 3 Milan-Spielern gespielt. Den Spiel kann ich nicht vergessen. Ich hatte sehr gut gespielt.  Ich hatte sehr gute Attacken aber dass ich durch die 3 Spieler gekommen bin, kann ich nicht vergessen.

- Das Spiel, worüber du dich am meisten gefreut hast?
+ Gegen Real Madrid. Weil es mein Kindheitstraum war, gegen sie zu spielen. Dort spielten Stars wie Ronaldo, Figo, Roberto Carlos und Beckham. Ich hatte mein Traum erfüllt. Dieses Spiel kann ich nennen.

- Das Spiel, wo du sehr traurig warst?
+ Das Spiel gegen Leverkusen. Ich hatte an dem Tag meine schlimmste Verletzung. Ich hatte mich am Knie verletzt. Das Spiel kann ich nie vergessen. Ich konnte 6 Monate nicht spielen.

- Das Spiel, wo du schlecht gespielt hast?
+ Im Jahre 2000 hatten wir eine große Niederlage gegen den Bayern München. Ich glaube, dass war das Spiel, wo ich schlecht gespielt hatte.

- Das Stadion, dass dich am meisten beeindruckt?
+ Das Stadion vom BVB beeindruckt mich am meisten. Ich habe dort 13 Jahre gespielt. Die Fans sind sehr feurig. Sie überfüllen das Stadion, egal ob man gewinnt oder verliert. Mein Kollege Roberto Carlos war auch beeindruckt. Ich sage es nicht nur, weil ich dort gespielt habe. Es ist sort sowieso mein Zuhause.
- Dein Vorbild?
+ Ronaldo. Er ist ein Phänomen. Er hat vieles geschafft. Seine Technik und sein Fußballwissen braucht man sowieso nicht zu diskutieren. Er ist sehr bescheiden und macht spaßt sehr viel. Er ist Beste auf der Welt.

- Der beste Trainer?
+ Matthias Sammer ist der beste Trainer, den ich kenne. Er ist derjenige, der meine Karriere in die Spitze gebracht hat. Er hat mir viel Disziplin beigetragen. Ich besitze meine Karriere durch seine Lehren. Deswegen ist der beste Trainer auf jeden Fall Sammer.

- Dein Trainer-Vorbild?
+ Jose Mourinho. Seine Beziehungen zu seinen Spielern sind sehr gut. Er lehrt immer etwas. Seine Persönlichkeit ist das, was mich am meisten beeindruckt. Als Mourinho mich wollte, hatte ich ein Passproblem. Ich war nicht auf dem EU-Status. Deswegen konnte ich nicht gehen. Mein Trainer-Vorbild ist mit seiner Intelligenz Jose Mourinho.

- Der beste Torschütze?
+ Amoroso, weil er vor dem Torwart immer sehr gelassen war.
- Der beste Torwart?
+ Taffarel. Er hat mir alles über Fußball beigebracht. Als ich in die A-Mannschaft gestiegen war, war er mein zweiter Vater. Wie er das Spiel startet, seine Füße sehr gut nutzt und wenn man überlegt, was er mit Galatasary alles geschafft hat. Deshalb ist Claudio Taffarel der beste Torwart.

- Dein Lieblingsschiedrichter?
+ Collina. Er hatte ein sehr gute Beziehung zu den Spielern, die auf dem Spielfeld waren. Nicht nur in Italien, er hat auf der ganzen Welt diese Eigenschaft immer gezeigt.

- Der Schiedsrichter, den du nicht magst?
+ Godoy. Die Spiele, die er gepfiffen hat, haben wir nie gewonnen. Deshalb mag ich ihn nicht. Er hat für alles gepfiffen. Er hat nie erlaubt, dass wir spielen. Ich mochte ihn wiklich nicht.

- Der talentierteste Fußballer?
+ Ronaldinho, auf jeden Fall Ronaldinho. Hierzu kann ich keine andere Antwort geben. Ich hatte die Möglichkeit, mit der Nationalmannschaft zu trainieren. Ich habe ihn innerhalb von 15 Tagen noch besser kennengelernt. Ich habe seine Talente aus der Nähe gesehen. Der talentierteste Spieler, den ich gesehen habe und mit dem ich gespielt habe, ist Ronaldinho.

- Der fleißigste Spieler?
+ Jan Koller war der fleißigste Spieler. Nicht nur weil er den Ball versteckt und damit unsere Arbeit erleichtert hatte. Er hat der Defensive sehr viel geholfen. Beim Training hatte er ebenfalss viel Ehrgeiz. Er war der fleißigste Spieler, mit dem ich je zusammen gespielt habe.
- Der faulste Spieler?
+ Er rannte auf dem Spielfeld, er war ein guter Spieler aber obwohl er professionell war, hat er das Training gemieden. Ein Freund namens Cairo aus Atletico Miniero.

- Der Spieler, der dir die meisten Schwierigkeiten bereitet hat?
+ Der Portugiese Luis Figo. Wir haben zweimal gegeneinander gespielt; BVB gegen Real Madrid. Du triffst ihn aber er fällt nicht; ein sehr starker Fußballer. Man wusste nicht, wo er steht. Er war innen und außen. Kurz gefasst : Luis Figo hat mir in meiner Karriere die meisten Schwierigkeiten bereitet.

- Der Spieler, der sehr gut singen kann?
+ Mein Bruder kann wirklich sehr gut singen. Ich tanze Samba und spiele ein Instrument. In Dortmund hatte ich in der Umkleidekabine gesungen. Meine Freunde schrien : "Jetzt reicht's" Sei endlich ruhig!" und bewarfen mich mit ihren Flaschen. Meine Stimme ist sehr schlecht.

- Der Spieler, der viel isst?
+ Ich hatte nie das Gefühl, dass wenn ich esse, dicker werde. Taffarel hatte mich zu seiner Grill-Party eingeladen. Danach haben wir sehr oft gegrillt. Ich habe so das Essen gelernt. Ich esse alles. Ich glaube, es gibt bestimmt niemanden, der so viel isst wie ich. Ich kam aus einer armen Familie. Als ich professionell geworden bin, hat mir meine Mutter gesagt :"Sohn, du hast jetzt Geld. Du kannst jetzt essen, was du willst." Früher sagte sie : "Ich nicht sehr viel, bringe was deinen Geschwistern mit." Die Tage kann ich nie vergessen.
(*Hürriyet Gücer (Eskişehirspor) : Dede. Dede ist wirklich sehr viel. Letztens waren wir gemeinsam beim Trainingslager. Ich habe ihn gefragt, wieso er so viel isst. Er meinte, dass er 6 Mal am Tag isst. Ich kann es nicht fassen. Das, was er an dem Tag gegessen hat, ich kann es wirklich nicht glauben. Er hat ein Teller nach dem anderen gefüllt. Ich habe ihn angeguckt. Er hat mich auch angeguckt und hat dabei gelacht. 
*Veysel Sarı (Eskişehirspor) : Dede. Er isst außergewöhnlich viel. Ich habe sowas nie zuvor gesehen. Ich übertreibe es nicht aber er isst am Tag 5 bis 6 Mal. Ich kann mich dazu nicht äußern. Er isst sehr viel. 
*Serdar Özbayraktar (Eskişehirspor) : Dede. Er isst sehr, sehr viel. Dede ist der Spieler, der am meisten isst. )

- Der Spieler, der die meiste Zeit in der Dusche verbringt?
+ Tomas Rosicky. Jeder kam raus. Er blieb wie eine Frau sehr lange. Er hat jedem seiner Körperteile viel Sorgfalt gezeigt.
- Der großzügigste Spieler?
+ Ich habe keinen großzügigeren Menschen wie Taffarel gesehen. Als wir bei Atletico Miniero waren und uns 3 Monate lang kein Geld ausgegeben werden konnte, besorgte er Vorrat für die Mannschaft und half den Spielern, die in Geldnot waren.

- Der gierigste Spieler?
+ Lincoln. Er hatte auch für Galatasaray gespielt. Er ist mein bester Kumpel. Wir kennen uns, seitdem ich 10 bin. Wenn man über Geld redet, nimmt er Abstand. Er mischt sich nie ein. Er hat immer schlechte Laune, wenn man über Geld spricht. Er ist auf jeden Fall der gierigste Spieler.

- Der Spieler, der sehr viel redet?
+ Everton vom BVB. Er ist definitiv der Spieler, der viel redet. Wenn unser Trainer gefragt hatte, ob wir was zu sagen haben, baten wir immer das Everton nicht redet. Denn wenn er angefangen hatte zu reden, hat er nie aufgehört. Unsere ganze Arbeit verschob sich. Das Training fing später an.

- Der Spieler, der sehr wenig redet?
+ Ich kann den Hürriyet (Eskişehirspor) nennen. Er ist auf sich allein gestellt und ein sehr ruhiger Mensch.

- Der Spieler, der sich gut kleidet?
+ Diego von Eskişehirspor. Meiner Meinung nach kleidet er sich wirklich sehr gut.

- Der Spieler, der sich schlecht kleidet?
+ Der Bosnier Kapetanović, der mal beim BVB gespielt hat. Er hatte sich sehr schlecht gekleidet.
- Dein Spitzname?
+ Sie nannten mich "Ameise". Jemand, der wie eine Ameise arbeitet. Das ist mein Spitzname, an dem ich mich erinnern kann.

- Dein Lieblingsessen?
+ Ich liebe das, was auf dem Tisch ist. Ich esse alles, was vor mir ist. Ich bin so aufgewachsen. Wir sind 6 Geschwister. Wir waren sehr arm. Mein Vater sagte immer : "Das Essen, was auf dem tisch ist, ist das beste Essen." Weil ich so aufgewachsen bin, unterscheide ich kein Essen.

- Dein Lieblingsfilm?
+ Gladiator. Er hat von Anfang bis Ende für seine Liebe gekämpft. Das hat mich zu tiefst beeindruckt.

- Deine Lieblingsstadt?
+ Mein Geburtsort und die Stadt, wo ich aufgewachsen bin : Belo Horizonte.

- Was hast du dir mit deinem ersten Gehalt gekauft?
+ Ich hatte angefagen, mit 14-15 Jahren mein Gehalt zu bekommen. Mit türkischem Geld waren das ungefähr 200 Türkische Lire (umgerechnet aktuell 74 €). Ich ging zum Supermarkt und habe meiner Familie so viel Essen gekauft, bis mein Geld reicht.

- Was wärst du vom Beruf, wenn du kein Fußballer geworden wärst?
+ Daran habe ich gar nicht gedacht. Aber ich glaube, ich wäre jemand, der ein Instrument spielt.

- Was machst du außer Fußball?
+ Ich bin meiner Familie treu, ich mache nichts Besonderes. Ich liebe es, mit meiner Frau und meiner Familie Zeit zu verbringen.

- Deine Lieblingssportarten?
+ Außer Fußball sind es Volleyball, Basketball und Tennis.

- Der Moment in deiner Karriere, wo du in Schwierigkeiten warst?
+ Wie ich auch zu Beginn gesagt hatte. Als ich mich 2009 verletzt hatte. Die Verletzung hatte mich sehr beeinflusst. Als der Arzt die Ergebnisse gebracht hatte, dass ich nicht spielen kann, war ich sehr traurig.

- Dein Lieblingszeichentrickfilm?
+ Superman. Er war mein Held. Seine Flugart gefiel mir sehr.


Quiz/LigTv




2 Ekim 2013 Çarşamba

Maç Detayları: Borussia Dortmund 3-0 Marsilya

Geçen sene kendi evinde oynadığı tüm maçları kazanan B.Dortmund bu sezon içerideki maçlara Marsilya ile başladı. Gruptan çıkmak için evde oynanan karşılaşmaların önemi Napoli'de alınan mağlubiyet sonrası daha da değer kazanmıştı. Maç öncesi bir çok soru işareti cevabını bekliyordu. Sağ bek'teki Piszczek'in eksikliğini Grosskreutz ile dolduran BVB sol'daki Schmelzer eksikliğinde Durm ile ne yapacaktı? Napoli maçından cezalı olan Klopp'un saha kenarında olmayışı oyuncular üzerinde nasıl bir etki yaratacaktı? Langerak? İlkay'ın olmayışı?
Maçın başlaması ile bu soruların hepsi olumlu anlamda cevaplarını buldu. İlk andan itibaren BVB'nin bir şekilde istediğini alacağı algısı oluştu izleyenlerde. Marsilya'ya özellikle Benderin Valbuena'yı kilitlemesi ile hücumda sans tanımayan Dortmund skor avantajını almanın yollarını denemeye başladı. Merkezden delme çalışmaları sıkı savunma karşısında uzak şutlara muhtac kaldı, sağ kanat bindirmeleri Grosskreutz'un harika performansına rağmen Aubameyang'dan yeterince alınamayan destek sonrası bir noktaya kadar yaratıcı olabildi. Hal böyle olunca BVB en büyük silahını yani hızını kullanarak harika bir kontra atak sonrası golü buldu. Gol öncesi paslaşmalar ders niteliğindeydi.  Lewandowskinin attığı golde asisti yapan Durm'da güvenini kazanınca BVB için herşey daha kolay olmaya başladı. İkinci yarıda önünde seken topta dengesini sağlayamayıp Reus'un 40 metreden yaptığı vuruşu kalenin içine atan Marsilya kalecisi Mandanda karşılaşmanın bittiğini duyurur gibiydi. Bu yediği gole rağmen konuk ekibin en iyi ismi olan tecrübeli kaleci  bir çok önemli kurtarışlarada imza attı.
Reus'un cezasahasına topla dalışından kazanılan penaltıyı gole çeviren Lewandowski karşılaşmanın skorunu belirledi. 3 golle gelen galibiyet sonunda BVB puanını 3'e yükselterek yarışa yeniden dahil oldu.
 
BORUSSİA DORTMUND 3-0 MARSİLYA

Borussia Dortmund: Langerak - Großkreutz, Subotic, Hummels, Durm - Bender, Sahin - Aubameyang (71. Blaszczykowski), Mkhitaryan (88. Sokratis), Reus (82. Hofmann) - Lewandowski
Marsilya: Mandanda - N'Koulou, Fanni, Mendes, Mendy - Romao, Imbula - Payet (73. Lemina), Valbuena (81. Jordan Ayew), André Ayew - Khalifa (81. Thauvin)

Goller: 19', 80'(p)Lewandowski, 52'Reus
Sarı kartlar: Bender, Subotic / Fanni, N'Koulou, Romao
Seyirci sayısı: 65.600

BVB Türkiye Maçın Adamı: Kevin Großkreutz