Hepinizin bildiği gibi ülkemizin futbol bilgi bankalarından biri olan
Ali Ece haftasonları 13.00 ile 15.00 arasında Lig radyoda 'Total Futbol' programını yapıyor. Bizde bundan sonra düşüncelerimizle zaman zaman onun konuğu olacağız.. Bu haftada ilk yazımız programda Ali abinin sesi ile okundu.. Kaçırıp yazıyı okumak isteyen takipcilerimiz için blog'ada ekleyelim;
BVB son 2 senede Almanyada
3 büyük kupa kazanmış ve bu yılda Avrupada fırtına gibi esen
bir takım olmuş durumda bunun yanında Avrupanın en zengin
kulüpleri sıralamasındada hızla yükselerek 11. sıraya kadarda
çıktı. Borussia Dortmund'un 2005 yılında yaşanan iflasdan
bugünlere gelme süreci son dönemlerde basında sıkca yer aldığı
için herkesin az çok bu konuda bilgisi var.
Günümüz futbolunda bazı
takımlar kötü günler geçirirken Arap yada Rus sermayeleri ile
birden dünya devleri arasında kendisine yer buluyor fakat
Dortmund'un zirve yürüyüşünde izlediği yol bu olmadı.. BVB
bugünlerine birlik, beraberlik ve belkide en önemlisi olan
taraftarına verdiği değerle geldi. Kolay olanı değil doğru
olanı yaptı.
Günümüz şartları her
yönüyle taraftarı müşterileştirme çabasında olsada BVB bu
yola başvurmayarak dünyaya ders verdide denebilir..
Konuyu ülke futbolumuza
getirirsek acaba bizim bu yolu denememiz çok mu zor?
600.000 nüfuslu bir
şehrin takımı olan BVB bunları başarırken taraftar sayısı
milyonlarca olan kulüplerimiz bu avantajını, bu büyüklüğünü
neden kullanmaz?
Bize göre yapılması zor
olmayan bir kaç örneği yazalım:
A.Stadyum:
Birçok takımımız
modern ve büyük kapasiteli stadyumlarda maçlarını yapıyor
bazılarıda şuan yapım aşamasında.. Fakat bizde şöyle bir
anlayış yerleşti 'Stadımız güzelse, stadyumda maçı izleyecek
adamlarda 'Güzel' (paralı) olsun'.. Modern stadyumlarda eskiye göre
daha pahalı bilet satmak yanlış Bir şey değil.. Fakat o stadyuma
gelir düzeyi düşük halkın girmesini engellemek büyük yanlış.
En azından bir tribunü o kesime ayırmak takıma hiçbir zarar
vermeyeceği gibi birçok artıda getirecektir.. O tribunün modern
olmasıda gerekmiyor cünkü oraya gelecek kişi kendisini müşteri
olarak değil taraftar olarak gören en iyi gündede en kötü
gündede orada olacak insanlar..
BVB tüm baskılara rağmen
Süd tribunünü koltuklandırmıyor cünkü bu bir taraftar kültürü
ve buranın biletlerini 17 euro gibi uygun bir fiyat ile satılıyor..
Süd'ün dünyaya yaydığı Nam 'ı anlatmaya gerek yok..
B.Kombine Bilet fiyatları:
En çok şampiyon olmuş 3
takımımızın en ucuz kombine bilet ortalaması: 600 TL
BVB'nin en ucuz kombine
bilet fiyatı ise: 170 euro
kur hesaplansa bile BVB
daha ucuz orası ayrı ama şöyle düşünürsek asıl uçurum daha
net belli olacak. İstanbulda bir fast-food'a çalışan bir işçi
ortalama 800 lira maaş alırken Dortmund'da bu rakam 900 euro
civarında yani İstanbuldaki işçi hemen hemen bir maaşı ile
kombine alırken Dortmunddaki maaşının 5de1ni ayırarak kombine
alabiliyor.. (tabi kombine sırası gelirse)
Aynı şey bilet
fiyatlarındada geçerli 40 45 lira olan Türk takım biletleri
Dortmundda 17 eurodan başlıyor.
İşte kulübün iyi
gününde böyle kendisini sömürmediğini gören taraftarlarda kötü
günde elini taşın altına sokmaktan çekinmiyor..
C.Takımı halktan
koparmamak:
Bir çok taraftar
oyuncularını maçtan maça görüyor ülkemizde buda tabiki
yukarıda belirttiğimiz yüksek fiyatları ödeyerek yapılıyor.
Takımlar kendilerini dış dünyaya kapamış durumda bırakın
sokakları caddeleri artık medyaya bile konuşan futbolcu sayısı
cok az, yönetimlerinin yasakları ile taraftarınların
takımlarından bilgi alması onlarla kucaklaşması iyice zor hale
geldi.
BVB ise farklı bir yol
izliyor. Belirli aralıklarla antremanlar halka acık yapılıyor bu
günlerde oyuncular 20 25 dakika antreman yaptıktan sonra saatlerce
taraftarla sohbet ediyor resim çektirip imza dağıtıyor.
Şampiyonluk kutlaması forma tanıtımı gibi organizasyonlar
herzaman ücretsiz ve halka acık alanlarda yapılıyor.
Futbolcuların katıldığı aile günleri düzenleniyor.
Bir düşünelim
hangisinin yaptığı doğru: Sponsorlar, yöneticiler, siyasiler
takımlara çıkar için halk ise gönülden bağlıdır ve bir takım
asıl gücünü herzaman halktan alır. Tökezleyip düştüğünde
onu kaldıracak tek şey taraftarıdır. Buyüzden takımı halktan
uzaklaştırmak yerine halkla bütünleştirmek herzaman yarar
getirecektir.
D.Çocuklar ile iletişim:
Hatam varsa özür dilerim
fakat listelerde göremedim takımlarımız çocuklar ve öğrenciler
için özel indirimler yapmıyor..
BVB'de durum ise tam tersi
ücretli her organizasyonda küçük yaştaki taraftarlar için
indirimler uygulanıyor. Okullara sık sık ziyaret yapılıyor. BVB
maskotu Emmanın kurucusu olduğu BVB çocuk kulübünde
organizasyonlar düzenleniyor.
Bunun takımların
geleceği için ne faydası var diyenler olacaktır.. İnsanlar bir
futbol takımına küçük yaşlarda bağlanır ve o bağ birdaha hiç
kopmaz.. Buyüzden çocuklarla iletişim yarınları kazanmaktır..
E.Taraftarlar ile
iletişim:
Belkide sadece Türkiye'de
gördüğümüz bir olay var.. Taraftar grupları şirket gibi bir
durumda. Resmi sitelerinde basın açıklamaları yapıyorlar,
medyaya demeçler veriyorlar.. Acaba Tribun kültürüne tamamen zıt
olan bu hareketlere neden başvuruyor taraftar gruplarımız?
Kulüplerinden muattap bulamadıkları için olabilir mi? Bilet,
deplasman, güvenlik sorunlarını kulüpleri ile konuşamadıkları
konuşsalarda bir yaptırım görmedikleri için seslerini bu yolla
duyuruyor olabilirler mi?
BVB'deki durumu bir örnek
ile anlatalım, twitter hesabımıza bir çok BVB ürünlerini
nereden bulabiliriz seklinde sorular geliyordu. Birgün Almanca
olarak örnek bir mail hazırlayıp blogdan duyurduk ve
takipcilerimiz BVB'ye bu sıkıntılarını mail atmaya başladı.
BVB istisnasız her maile cevap gönderip zaman istedi. 2 gün
sonrada bizim mailimize dönüş yaparak konu ile ilgilendiklerini ve
bu konuya en kısa zamanda çözüm getireceklerini yazdılar. Bugün
forma sponsorunun Türkiyedeki mağazalarında BVB lisanslı ürünleri
satılıyor. (Forma fiyatı Türkiyedeki fiyatların biraz üstünde
olması sebebi ile henüz satışda değil bu konuda çalışmalar
sürüyor)
Türkiyeden gelen bir
maile bile ilgi gösterip çözüm bulan takımın kendi taraftarı
için yaptıklarını tahmin edersiniz..
F.Engelli vatandaşlara
saygı:
Busorun ülkemizde sadece
stadyumlarla sınırlı değil ama neden stadyumlarda başlamasın?
Altta yazacağım örnekler kulüplerimizin uygulayamayacağı şeyler
değil.
Biletlerde BVB yönetimi
söyle bir uygulama yapıyor. Engelli bir taraftar maça ücretsiz
girerken yanındaki refakatçisi yarı fiyattan bilet alıyor.
Turnikeler, bloglardaki
geçiş bölgeleri, özel tribun alanları ile herşey hazır
durumda.
Birde Dortmund'da görme
engelli vatandaşlara özel bir uygulama var. Bu kişilere maç
öncesi kulaklık dağıtılıyor ve bu işin eğitimini almış 2
profosyonel radyocu maçı stadyumda onlar için anlatıyor..
Bugün 600.000 nufuslü
BVB, 80.500 ortalamaya oynuyor, 50.000 kombine satıyor, 40.000 kişi
kombine sırası bekliyor, her deplasmana binlerce kişi gidiyor ise
taraftarı milyonlarca olan kulüplerimizde bunu başarabilir.
Yeterki endüstriyel futbolun kölesi olmayıp taraftarı müşteri
olarak görmekten vazgeçsinler.. Onlara hak ettikleri değeri
versinler..
Saygılarımızla
BVB Türkiye
yorumlarınızı bekliyoruz..