24 Mart 2013 Pazar

BVB'yi basarıya götüren Türk ekiplerinin de uygulayabilecegi ayrıntılar..

Hepinizin bildiği gibi ülkemizin futbol bilgi bankalarından biri olan Ali Ece haftasonları 13.00 ile 15.00 arasında Lig radyoda 'Total Futbol' programını yapıyor. Bizde bundan sonra düşüncelerimizle zaman zaman onun konuğu olacağız.. Bu haftada ilk yazımız programda Ali abinin sesi ile okundu.. Kaçırıp yazıyı okumak isteyen takipcilerimiz için blog'ada ekleyelim;

 
BVB son 2 senede Almanyada 3 büyük kupa kazanmış ve bu yılda Avrupada fırtına gibi esen bir takım olmuş durumda bunun yanında Avrupanın en zengin kulüpleri sıralamasındada hızla yükselerek 11. sıraya kadarda çıktı. Borussia Dortmund'un 2005 yılında yaşanan iflasdan bugünlere gelme süreci son dönemlerde basında sıkca yer aldığı için herkesin az çok bu konuda bilgisi var.
Günümüz futbolunda bazı takımlar kötü günler geçirirken Arap yada Rus sermayeleri ile birden dünya devleri arasında kendisine yer buluyor fakat Dortmund'un zirve yürüyüşünde izlediği yol bu olmadı.. BVB bugünlerine birlik, beraberlik ve belkide en önemlisi olan taraftarına verdiği değerle geldi. Kolay olanı değil doğru olanı yaptı.
Günümüz şartları her yönüyle taraftarı müşterileştirme çabasında olsada BVB bu yola başvurmayarak dünyaya ders verdide denebilir..
Konuyu ülke futbolumuza getirirsek acaba bizim bu yolu denememiz çok mu zor?
600.000 nüfuslu bir şehrin takımı olan BVB bunları başarırken taraftar sayısı milyonlarca olan kulüplerimiz bu avantajını, bu büyüklüğünü neden kullanmaz?
Bize göre yapılması zor olmayan bir kaç örneği yazalım:

A.Stadyum:
Birçok takımımız modern ve büyük kapasiteli stadyumlarda maçlarını yapıyor bazılarıda şuan yapım aşamasında.. Fakat bizde şöyle bir anlayış yerleşti 'Stadımız güzelse, stadyumda maçı izleyecek adamlarda 'Güzel' (paralı) olsun'.. Modern stadyumlarda eskiye göre daha pahalı bilet satmak yanlış Bir şey değil.. Fakat o stadyuma gelir düzeyi düşük halkın girmesini engellemek büyük yanlış. En azından bir tribunü o kesime ayırmak takıma hiçbir zarar vermeyeceği gibi birçok artıda getirecektir.. O tribunün modern olmasıda gerekmiyor cünkü oraya gelecek kişi kendisini müşteri olarak değil taraftar olarak gören en iyi gündede en kötü gündede orada olacak insanlar..
BVB tüm baskılara rağmen Süd tribunünü koltuklandırmıyor cünkü bu bir taraftar kültürü ve buranın biletlerini 17 euro gibi uygun bir fiyat ile satılıyor.. Süd'ün dünyaya yaydığı Nam 'ı anlatmaya gerek yok..

B.Kombine Bilet fiyatları:
En çok şampiyon olmuş 3 takımımızın en ucuz kombine bilet ortalaması: 600 TL
BVB'nin en ucuz kombine bilet fiyatı ise: 170 euro
kur hesaplansa bile BVB daha ucuz orası ayrı ama şöyle düşünürsek asıl uçurum daha net belli olacak. İstanbulda bir fast-food'a çalışan bir işçi ortalama 800 lira maaş alırken Dortmund'da bu rakam 900 euro civarında yani İstanbuldaki işçi hemen hemen bir maaşı ile kombine alırken Dortmunddaki maaşının 5de1ni ayırarak kombine alabiliyor.. (tabi kombine sırası gelirse)
Aynı şey bilet fiyatlarındada geçerli 40 45 lira olan Türk takım biletleri Dortmundda 17 eurodan başlıyor.
İşte kulübün iyi gününde böyle kendisini sömürmediğini gören taraftarlarda kötü günde elini taşın altına sokmaktan çekinmiyor..

C.Takımı halktan koparmamak:
Bir çok taraftar oyuncularını maçtan maça görüyor ülkemizde buda tabiki yukarıda belirttiğimiz yüksek fiyatları ödeyerek yapılıyor. Takımlar kendilerini dış dünyaya kapamış durumda bırakın sokakları caddeleri artık medyaya bile konuşan futbolcu sayısı cok az, yönetimlerinin yasakları ile taraftarınların takımlarından bilgi alması onlarla kucaklaşması iyice zor hale geldi.
BVB ise farklı bir yol izliyor. Belirli aralıklarla antremanlar halka acık yapılıyor bu günlerde oyuncular 20 25 dakika antreman yaptıktan sonra saatlerce taraftarla sohbet ediyor resim çektirip imza dağıtıyor. Şampiyonluk kutlaması forma tanıtımı gibi organizasyonlar herzaman ücretsiz ve halka acık alanlarda yapılıyor. Futbolcuların katıldığı aile günleri düzenleniyor.
Bir düşünelim hangisinin yaptığı doğru: Sponsorlar, yöneticiler, siyasiler takımlara çıkar için halk ise gönülden bağlıdır ve bir takım asıl gücünü herzaman halktan alır. Tökezleyip düştüğünde onu kaldıracak tek şey taraftarıdır. Buyüzden takımı halktan uzaklaştırmak yerine halkla bütünleştirmek herzaman yarar getirecektir.

D.Çocuklar ile iletişim:
Hatam varsa özür dilerim fakat listelerde göremedim takımlarımız çocuklar ve öğrenciler için özel indirimler yapmıyor..
BVB'de durum ise tam tersi ücretli her organizasyonda küçük yaştaki taraftarlar için indirimler uygulanıyor. Okullara sık sık ziyaret yapılıyor. BVB maskotu Emmanın kurucusu olduğu BVB çocuk kulübünde organizasyonlar düzenleniyor.
Bunun takımların geleceği için ne faydası var diyenler olacaktır.. İnsanlar bir futbol takımına küçük yaşlarda bağlanır ve o bağ birdaha hiç kopmaz.. Buyüzden çocuklarla iletişim yarınları kazanmaktır..

E.Taraftarlar ile iletişim:
Belkide sadece Türkiye'de gördüğümüz bir olay var.. Taraftar grupları şirket gibi bir durumda. Resmi sitelerinde basın açıklamaları yapıyorlar, medyaya demeçler veriyorlar.. Acaba Tribun kültürüne tamamen zıt olan bu hareketlere neden başvuruyor taraftar gruplarımız? Kulüplerinden muattap bulamadıkları için olabilir mi? Bilet, deplasman, güvenlik sorunlarını kulüpleri ile konuşamadıkları konuşsalarda bir yaptırım görmedikleri için seslerini bu yolla duyuruyor olabilirler mi?
BVB'deki durumu bir örnek ile anlatalım, twitter hesabımıza bir çok BVB ürünlerini nereden bulabiliriz seklinde sorular geliyordu. Birgün Almanca olarak örnek bir mail hazırlayıp blogdan duyurduk ve takipcilerimiz BVB'ye bu sıkıntılarını mail atmaya başladı. BVB istisnasız her maile cevap gönderip zaman istedi. 2 gün sonrada bizim mailimize dönüş yaparak konu ile ilgilendiklerini ve bu konuya en kısa zamanda çözüm getireceklerini yazdılar. Bugün forma sponsorunun Türkiyedeki mağazalarında BVB lisanslı ürünleri satılıyor. (Forma fiyatı Türkiyedeki fiyatların biraz üstünde olması sebebi ile henüz satışda değil bu konuda çalışmalar sürüyor)
Türkiyeden gelen bir maile bile ilgi gösterip çözüm bulan takımın kendi taraftarı için yaptıklarını tahmin edersiniz..

F.Engelli vatandaşlara saygı:
Busorun ülkemizde sadece stadyumlarla sınırlı değil ama neden stadyumlarda başlamasın? Altta yazacağım örnekler kulüplerimizin uygulayamayacağı şeyler değil.
Biletlerde BVB yönetimi söyle bir uygulama yapıyor. Engelli bir taraftar maça ücretsiz girerken yanındaki refakatçisi yarı fiyattan bilet alıyor.
Turnikeler, bloglardaki geçiş bölgeleri, özel tribun alanları ile herşey hazır durumda.
Birde Dortmund'da görme engelli vatandaşlara özel bir uygulama var. Bu kişilere maç öncesi kulaklık dağıtılıyor ve bu işin eğitimini almış 2 profosyonel radyocu maçı stadyumda onlar için anlatıyor..


Bugün 600.000 nufuslü BVB, 80.500 ortalamaya oynuyor, 50.000 kombine satıyor, 40.000 kişi kombine sırası bekliyor, her deplasmana binlerce kişi gidiyor ise taraftarı milyonlarca olan kulüplerimizde bunu başarabilir. Yeterki endüstriyel futbolun kölesi olmayıp taraftarı müşteri olarak görmekten vazgeçsinler.. Onlara hak ettikleri değeri versinler..

Saygılarımızla
BVB Türkiye

yorumlarınızı bekliyoruz..

Facebook: https://www.facebook.com/BVB09Blog

(yazıyı blog ve sitelerinde kullanmak isteyenler mail adresimizden bize ulaşabilir bvbturkiye@gmail.com )


3 yorum: