Borussia Dortmund, Bundesliganın 7. haftasında üzerindeki kara bulutları dağıttı. Freiburg'u konuk eden sarı siyahlılar baştan sona çok üstün bir oyun oynadığı karşılaşmayı beş farklı üstünlükle kapatmayı başardı. Reus, Nuri, Mkhitaryan, Lewandowski ve Kuba üstün performansı ile göz doldururken Jonas Hofmann sonradan girdiği oyunda yine muazzamdı. BVB bu karşılaşmada rakibe pozisyon imkanı vermeyerek şampiyonlar ligi öncesi iyi bir izlenim vermiş oldu.
Borussia Dortmund, 7.hafta sonunda 19 puan +16 averaj ile ligde liderliğini sürdürüyor. Ligde BVB, Bayern ve Leverkusen kıyasıya bir yarışa girer iken alttaki grup ile farkıda iyiden iyiye açmayı başardılar. Robert Lewandowski ise transfer gündeminden hiç inmediği bu haftalarda 6. golünü atarak gol krallığı zirvesine çıkmayı başardı.
BORUSSİA DORTMUND 5-0 FREİBURG
Borussia Dortmund: Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels, Durm - Bender (46. Kirch), Nuri Sahin - Aubameyang, Mchitarjan (61. Hofmann), Reus (62. Blaszczykowski) - Lewandowski
SC Freiburg: Baumann - Sorg, Diagne, Ginter, Günter - Schmid, Fernandes, Schuster (66. Höfler), Coquelin (46. Höhn) - Freis (74. Guédé), Mehmedi
Goller: 35', 45+2'(p)Reus, 58', 70'Lewandowski, 79'Kuba
Sarı kart: - / Sorg
Kırmızı kart: - / Diagne
Seyirci sayısı: 80.000
BVB Türkiye Maçın Adamı: Robert Lewandowski
30 Eylül 2013 Pazartesi
25 Eylül 2013 Çarşamba
Maç Detayları: 1860 Münih 0-2 Borussia Dortmund
Şampiyonlar ligi ve Bundesliga'da alınan 2 istenmeyen sonuç sonrası Jürgen Klopp kupada işi sıkı tutup Münih deplasmanına en güçlü kadrosu ile çıktı. 15.000 taraftarının büyük desteği ile oyunu rakip alana yıkan BVB aradığı golü bir türlü bulamayınca yine maçı sıkıntıya soktu. Bir çok denemeye rağmen son maçlardaki golü bulamama sıkıntısı bu karşılaşmadada yaşanınca B.Dormund 2.lig temsilcisi 1860 Münih karşısında normal sürede istediği skoru alamadı. Karşılaşmanın uzatma dakikalarında işi daha çok önemsiyen B.Dortmund oyuncuları Aubameyang ve Mkhitaryan'ın ayağından bulduğu gollerle kupada son 16 takım arasına ismini yazdırmayı başardı. B.Dortmund bu karşılaşmada rakip kaleye 32 şut çekerken yaptığı 1047 pasda %91'lik isabet oranını yakaladı.
1860 MÜNİH 0-2 BORUSSİA DORTMUND
1860 München:
Kiraly - Volz(112.Friend), Schindler, Bülow, Wojtkowiak - Stahl - Stoppelkamp, Wannenwetsch, Stark, Adlung - Lauth(112.Tomasov)
Borussia Dortmund:
Langerak - Großkreutz, Sokratis, Hummels, Durm - Bender(69.Hofmann), Nuri Sahin - Blaszczykowski(99.Aubameyang), Mkhitaryan, Reus - Lewandowski(105.Schieber)
Goller: 105'(p)Aubameyang, 107'Mkhitaryan
Sarı kartlar: Volz, Stark / Blaszczykowski
Kırmızı kart: Stahl
Seyirci sayısı: 71.000
BVB Türkiye Maçın Adamı: Jonas Hofmann
1860 MÜNİH 0-2 BORUSSİA DORTMUND
1860 München:
Kiraly - Volz(112.Friend), Schindler, Bülow, Wojtkowiak - Stahl - Stoppelkamp, Wannenwetsch, Stark, Adlung - Lauth(112.Tomasov)
Borussia Dortmund:
Langerak - Großkreutz, Sokratis, Hummels, Durm - Bender(69.Hofmann), Nuri Sahin - Blaszczykowski(99.Aubameyang), Mkhitaryan, Reus - Lewandowski(105.Schieber)
Goller: 105'(p)Aubameyang, 107'Mkhitaryan
Sarı kartlar: Volz, Stark / Blaszczykowski
Kırmızı kart: Stahl
Seyirci sayısı: 71.000
22 Eylül 2013 Pazar
Maç Detayları: Nürnberg 1-1 Borussia Dortmund
Ligde 5 maçınıda kazanarak kayıpsız yoluna devam eden B.Dortmund serisini Nürnberg'de sonlandırdı. İlkay, Piszczek, Kehl ve Hummels'in sakatlıklardan dolayı kadroda olmadığı mücadelede Jürgen Klopp birde rotasyona gidip Lewandowski, Mkhitaryan ve Nuri Şahin'i kulübeye çekince farklı bir BVB onbiri izledik. Genç oyuncular Ducksch ve Durm Nürnberg deplasmanında ilk 11de sahaya çıkan isimler oldu. Grosskreutz bu kez ön liberoda oynadı.
BVB maçta istediği baskıyı kuramasada Schmelzer'in harika frikik golü ile öne geçmeyi başardı ama şansızlıklar devam ediyordu. Reus ve Schmelzer sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. İkinci yarıda biraz şansınında yardımı ile beraberliği yakalayan ev sahibi ekip bu skoru korumayı başarınca Nürnberg'de puanlar bölüşüldü..
NÜRNBERG 1-1 BORUSSİA DORTMUND
1. FC Nürnberg:
Schäfer - Chandler, Nilsson, Pogatetz, Plattenhardt - Stark, Hasebe - Kiyotake (89. Angha), Frantz, Hlousek (67. Esswein) - Ginczek (81. Pekhart)
Borussia Dortmund:
Weidenfeller - Durm, Subotic, Sokratis, Schmelzer (46. Nuri Sahin) - Bender, Großkreutz - Aubameyang, Blaszczykowski (65. Lewandowski), Reus (46. Hofmann) - Ducksch
Goller: 51'Nilsson / 37'Schmelzer
Sarı kartlar: Chandler / Reus, Subotic
Seyirci sayısı: 50.000
BVB maçta istediği baskıyı kuramasada Schmelzer'in harika frikik golü ile öne geçmeyi başardı ama şansızlıklar devam ediyordu. Reus ve Schmelzer sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. İkinci yarıda biraz şansınında yardımı ile beraberliği yakalayan ev sahibi ekip bu skoru korumayı başarınca Nürnberg'de puanlar bölüşüldü..
NÜRNBERG 1-1 BORUSSİA DORTMUND
1. FC Nürnberg:
Schäfer - Chandler, Nilsson, Pogatetz, Plattenhardt - Stark, Hasebe - Kiyotake (89. Angha), Frantz, Hlousek (67. Esswein) - Ginczek (81. Pekhart)
Borussia Dortmund:
Weidenfeller - Durm, Subotic, Sokratis, Schmelzer (46. Nuri Sahin) - Bender, Großkreutz - Aubameyang, Blaszczykowski (65. Lewandowski), Reus (46. Hofmann) - Ducksch
Goller: 51'Nilsson / 37'Schmelzer
Sarı kartlar: Chandler / Reus, Subotic
Seyirci sayısı: 50.000
Maç Detayları: Napoli 2-1 Borussia Dortmund
Borussia Dortmund için şampiyonlar ligi kötü başladı. Henüz maçtan birgün önce Sokratis'in sakatlanması ile başlayan aksilikler, karşılaşmada Jürgen Klopp'un tribüne gönderilmesi, Hummels'in sakatlanması ve Weidenfeller'in kırmızı kart görmesi ile devam etti. Maç boyunca gereken sertliği gösteremeyen BVB, ateşli seyircisi önünde büyük motivasyonla sahaya çıkan Napoli'ye direnemedi. B.Dortmund aradığı golü geç bulunca en azından bir puan alma avantajınıda kullanamadı.
NAPOLİ 2-1 BORUSSİA DORTMUND
SSC:
Reina - Maggio, Albiol, Britos, Zúñiga - Behrami, Inler - Callejón, Hamsik (90.+2 Mesto), Insigne (73. Mertens) - Higuaín (78. Pandev)
BVB:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels (45.+1 Aubameyang), Schmelzer - Bender, Nuri Sahin - Blaszczykowski (45.+2 Langerak), Mchitarjan (76. Hofmann), Reus - Lewandowski
Goller: 29'Higuaín, 67'Insigne / 87'(kk)Zúñiga
Sarı kartlar: Behrami, Britos, Insigne / Schmelzer
Kırmızı kart: Weidenfeller
Seyirci sayısı: 55.766
NAPOLİ 2-1 BORUSSİA DORTMUND
SSC:
Reina - Maggio, Albiol, Britos, Zúñiga - Behrami, Inler - Callejón, Hamsik (90.+2 Mesto), Insigne (73. Mertens) - Higuaín (78. Pandev)
BVB:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels (45.+1 Aubameyang), Schmelzer - Bender, Nuri Sahin - Blaszczykowski (45.+2 Langerak), Mchitarjan (76. Hofmann), Reus - Lewandowski
Goller: 29'Higuaín, 67'Insigne / 87'(kk)Zúñiga
Sarı kartlar: Behrami, Britos, Insigne / Schmelzer
Kırmızı kart: Weidenfeller
Seyirci sayısı: 55.766
21 Eylül 2013 Cumartesi
350bin euro'ya Dortmund'dan bir ev alabilirsiniz.. ya da:
Shinji Kagawa, 2010/11 sezonunda Cerezo Osaka takımından Borussia Dortmund'da transfer olurken hiç dikkat çekmemişti. Tanınmamış bir oyuncu, 350bin euro gibi bir ücretle, henüz dünyanın ilgisini çekmemiş Dortmund'da geliyordu. İnanılmaz paraların konuşulduğu futbol dünyası için güzel bir detay değildi bu ama işte o önemsiz detay harika bir futbol hikayesine dönüştü geçen zaman içinde. Bu yazıda ondan bahsedeceğiz..
Borussia Dortmund gelişiyor, oyuncular gelişiyor, Kagawa gelişiyordu. Sezon sonunda gelen şampiyonluk Dortmund'un doğru hamlerinin ilk önemli meyvesini toplamasıydı. Dünya devleri sessizce doğruları yaptığı anlarda ilgilenmedikleri BVB'ye gözlerini dikmeyi başladılar ve Nuri Şahin 10 milyona Real Madride gitti. Durmadı Dortmund ve ikinci Bundesliga şampiyonluğu geldi ardarda sonra da Almanya kupası. Devler yine dayandı BVB kapısına bu yılki koparılan isim 16 milyon euroya Kagawa oldu.. Evet şu iki sene önce 350.000bin euroya alınan önemsiz japon cocuk..
BVB'yi dipten zirveye taşıyan yönetim için önemli virajlardan biriydi bu. Önce Nuri şimdi Kagawa ve devlerin takibinde olan diğer oyuncular.. Bir çare gerekiyordu ve bulundu:
BVB belki Kagawayı elinde tutamazdı dünya devleri ile baş edemezdi ama yeni Kagawa'lar bulabilirdi.
İşte o günlerde kulüp CEO'su Watzke açıklamaları ile sahneye çıktı:
M.United'dan Kagawa için gelen 16 milyon euro'nun nasıl harcanacağı konusu belirlenmişti.
1- Yeni bir alt yapı okulu inşa edilecek
2-Dortmund'un kalbi olan stadyumu onarılacak
3-Store mağazaları büyütülecek
12 milyon euronun altyapı okuluna ayrılması ve kalan 4 milyon ile store ve stadyum harcamalarının yapılması kararlaştırıldı. Bu güne geldiğimizde stadyumda tribünlerin ana kolonlarının güçlendirildiğini, ses sisteminin yenilendiğini hatırlatalım. Tabi 3 yeni store mağazası ve yeni ana depoyuda..
Önemli mesele alt yapı okulu mu? Oda unutulmadı hatta bitmek üzere ocakta kullanıma açılıyor. Çarşıdaki 10 kişi kapasiteli BVB altyapı yurdu ocakta antreman sahası yanındaki yeni binasına taşınıyor. Artık kapasite 22 kişi. L şeklinde olan 3 katlı binanın 1 ve 2 katında oyuncu odaları bulunuyor. Her oyuncunun kendisine ait bir odası ve banyosu olacak ayrıca bu katlarda yemek odaları, boş zamanlarını geçirecekleri hobi odaları ve ders çalışmaları için etüt odaları mevcut. Kulüp genç yeteneklerin eğitimlerini hiç bir şekilde aksatmamaları için gereken herşeyi yapacağını söylüyor.
Zemin kata gelecek olursak orada ise futbol gelişimleri için gereken spor odaları, teknik artırma tesisi ve oyuncuların okularına rahat gitmeleri için verilecek bisikletlerin kileri bulunacak. 1 evli çift bu binada oyuncularla beraber yaşayacak ve pro. ekibin yanında oyuncuların ihtiyac duyacağı abi/abla anne/baba ilgisi bu sekilde giderilmeye çalışılacak.
BVB doğru adımları atmaya devam ediyor şimdi sırada yeni kagawaları beklemek var. Watzke'ninde dediği gibi: BVB'yi takım yapan sürdürülebilirlik..
Borussia Dortmund gelişiyor, oyuncular gelişiyor, Kagawa gelişiyordu. Sezon sonunda gelen şampiyonluk Dortmund'un doğru hamlerinin ilk önemli meyvesini toplamasıydı. Dünya devleri sessizce doğruları yaptığı anlarda ilgilenmedikleri BVB'ye gözlerini dikmeyi başladılar ve Nuri Şahin 10 milyona Real Madride gitti. Durmadı Dortmund ve ikinci Bundesliga şampiyonluğu geldi ardarda sonra da Almanya kupası. Devler yine dayandı BVB kapısına bu yılki koparılan isim 16 milyon euroya Kagawa oldu.. Evet şu iki sene önce 350.000bin euroya alınan önemsiz japon cocuk..
BVB'yi dipten zirveye taşıyan yönetim için önemli virajlardan biriydi bu. Önce Nuri şimdi Kagawa ve devlerin takibinde olan diğer oyuncular.. Bir çare gerekiyordu ve bulundu:
BVB belki Kagawayı elinde tutamazdı dünya devleri ile baş edemezdi ama yeni Kagawa'lar bulabilirdi.
İşte o günlerde kulüp CEO'su Watzke açıklamaları ile sahneye çıktı:
M.United'dan Kagawa için gelen 16 milyon euro'nun nasıl harcanacağı konusu belirlenmişti.
1- Yeni bir alt yapı okulu inşa edilecek
2-Dortmund'un kalbi olan stadyumu onarılacak
3-Store mağazaları büyütülecek
12 milyon euronun altyapı okuluna ayrılması ve kalan 4 milyon ile store ve stadyum harcamalarının yapılması kararlaştırıldı. Bu güne geldiğimizde stadyumda tribünlerin ana kolonlarının güçlendirildiğini, ses sisteminin yenilendiğini hatırlatalım. Tabi 3 yeni store mağazası ve yeni ana depoyuda..
Önemli mesele alt yapı okulu mu? Oda unutulmadı hatta bitmek üzere ocakta kullanıma açılıyor. Çarşıdaki 10 kişi kapasiteli BVB altyapı yurdu ocakta antreman sahası yanındaki yeni binasına taşınıyor. Artık kapasite 22 kişi. L şeklinde olan 3 katlı binanın 1 ve 2 katında oyuncu odaları bulunuyor. Her oyuncunun kendisine ait bir odası ve banyosu olacak ayrıca bu katlarda yemek odaları, boş zamanlarını geçirecekleri hobi odaları ve ders çalışmaları için etüt odaları mevcut. Kulüp genç yeteneklerin eğitimlerini hiç bir şekilde aksatmamaları için gereken herşeyi yapacağını söylüyor.
Zemin kata gelecek olursak orada ise futbol gelişimleri için gereken spor odaları, teknik artırma tesisi ve oyuncuların okularına rahat gitmeleri için verilecek bisikletlerin kileri bulunacak. 1 evli çift bu binada oyuncularla beraber yaşayacak ve pro. ekibin yanında oyuncuların ihtiyac duyacağı abi/abla anne/baba ilgisi bu sekilde giderilmeye çalışılacak.
BVB doğru adımları atmaya devam ediyor şimdi sırada yeni kagawaları beklemek var. Watzke'ninde dediği gibi: BVB'yi takım yapan sürdürülebilirlik..
16 Eylül 2013 Pazartesi
Maç Detayları: Borussia Dortmund 6-2 Hamburg
Borussia Dortmund Bundesliganın 5. haftasında evinde Hamburgu konuk etti. Geçen sene Hamburg'dan alınan 4-1'lik yenilgi ile açılan hesabı ödeme peşinde olan Klopp'un oyuncuları daha maçın başında bunu gösterdiler. Sakatlığı bulunan Kuba yerine sahaya çıkan Aubameyang sağ taraftan sık sık sprintlerle tehlike yaratıyor, Mkhitaryan takımı bir şef gibi yönetiyor, Reus soldan tehlikeli desteğini veriyordu. Bender kesici, Nuri arkada oyun kurucu görevinide yerine getirince BVB rakibe pozisyon vermiyor savunmasınıda iyiden iyiye ileriye çıkarıyordu. İlk yarı Aubameyang, Mkhitaryan ve Lam'ın golleri ile 2-1 üstünlüğünde sona erdi. İkinci yarının başında konuk ekip Westermann ile eşitliği yakayınca stadyumda herkes şok oldu. o Dakikaya kadar BVB 13 HSV 2 şut çekmişti ve skor 2-2 idi.
Bu dakikadan sonra gol kaçırma yarışına giren bir Dortmund izledik olmayacak pozisyonlar kaçtı. 65de Aubameyang kendisinin 2. takımının 3. golünü atınca BVB saldırıya geçti ve durumu 6-2ye taşımayı başladı.
2 gol yemesine rağmen BVB sezonun en iyi savunmasını yaptı diyebiliriz.
Aubameyang 51 sprint 2 gol ile öne çıkan isim olmasına rağmen hala sistemde Kubanın yerini dolduramıyor.
BVB tarihinde ilkkez lige 5d5 ile başladı bu sezon oynadığı 7 resmi maçta 7. galibiyetini aldı.
B.Dortmund 32 şut çekip 117 km koşarken Nuri Şahin en çok topla buluşan, en çok ikili mücadele kazanan, en çok başarılı pas veren oyuncu oldu 11,76Km koştu.
BORUSSİA DORTMUND 6-2 HAMBURG
BVB:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic (61. Sokratis), Hummels, Schmelzer (79. Durm) - Bender, Nuri Sahin - Aubameyang, Mkhitaryan (79. Hofmann), Reus - Lewandowski
HSV:
Adler - Sobiech (46. Jiracek), Djourou, Westermann - Diekmeier, Arslan, Rincón (68. Calhanoglu), Lam - van der Vaart (85. Lasogga) - Beister, Zoua
Goller: 19', 65'Aubameyang, 22'Mkhitaryan, 73',81'Lewandowski, 75'Reus / 26'Lam, 49'Westermann
Sarı kartlar: - / Arslan, Diekmeier, Rincón, van der Vaart
Seyirci sayısı: 80.645
Bu dakikadan sonra gol kaçırma yarışına giren bir Dortmund izledik olmayacak pozisyonlar kaçtı. 65de Aubameyang kendisinin 2. takımının 3. golünü atınca BVB saldırıya geçti ve durumu 6-2ye taşımayı başladı.
2 gol yemesine rağmen BVB sezonun en iyi savunmasını yaptı diyebiliriz.
Aubameyang 51 sprint 2 gol ile öne çıkan isim olmasına rağmen hala sistemde Kubanın yerini dolduramıyor.
BVB tarihinde ilkkez lige 5d5 ile başladı bu sezon oynadığı 7 resmi maçta 7. galibiyetini aldı.
B.Dortmund 32 şut çekip 117 km koşarken Nuri Şahin en çok topla buluşan, en çok ikili mücadele kazanan, en çok başarılı pas veren oyuncu oldu 11,76Km koştu.
BORUSSİA DORTMUND 6-2 HAMBURG
BVB:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic (61. Sokratis), Hummels, Schmelzer (79. Durm) - Bender, Nuri Sahin - Aubameyang, Mkhitaryan (79. Hofmann), Reus - Lewandowski
HSV:
Adler - Sobiech (46. Jiracek), Djourou, Westermann - Diekmeier, Arslan, Rincón (68. Calhanoglu), Lam - van der Vaart (85. Lasogga) - Beister, Zoua
Goller: 19', 65'Aubameyang, 22'Mkhitaryan, 73',81'Lewandowski, 75'Reus / 26'Lam, 49'Westermann
Sarı kartlar: - / Arslan, Diekmeier, Rincón, van der Vaart
Seyirci sayısı: 80.645
BVB Türkiye Maçın Adamı: Marco Reus
5 Eylül 2013 Perşembe
Dogum Günün Kutlu Olsun Büyük Kaptan Nuri Sahin
Futbol yeteneklerinden bahsetmeye gerek yok. Binlerce oyuncunun kariyerinde yaklaşamadığı başarıları 25 yaşına girmeden yakalamış, tüm dünyanın tanıdığı bir oyuncu o..
Bir çok oyuncu aksine Almanya milli takımında oynamasına imkanı olmasına rağmen Milli takım tercihini Türkiyeden yana kullanmış hiç hak etmediği eleştiriler alsa bile Ay-yıldıza olan sevdasından bir gram kaybetmemiş bir vatansever o..
Kariyerinde oynayabileceği en büyük takımların formasını giymesine, çok önemli paralar kazanmasına rağmen işine ve hayatına saygısını yitirmeyen gayri ahlaki hiçbir duruma düşmeyen örnek bir aile babası o..
Gördüğü yoğun ilgiye rağmen karşısındakini kırmayı hiç düşünmeyen, ona atılan her güzel adıma koşarak cevap veren karakterli bir insan o..
Son olarak antreman ya da maçlarda BVB Türkiye dediğimizde her seferinde sıcak tavırlarını bizden esirgemeyen bizim için dünyadaki en özel oyunculardan biri o..
O bugün 25 yaşında. Nice yıllara büyük kaptan Nuri Şahin. Sen bizim için herzaman Dortmund'un kaptanı olarak kalacaksın, Real Madrid'de de dönsen başka bir takımda da oynasan herzaman Dortmund'un çocuğu Nuri Şahin olarak kalacaksın. Seni çok seviyor, ailenle beraber başarı dolu yıllar diliyoruz.
Doğum günün kutlu olsun Nuri Şahin..
(Sizlerinde Nuri Şahin'e notlarınızı twitter'dan #BVBTürkiyedenNuriSahine etiketi ile bekliyoruz.)
Bir çok oyuncu aksine Almanya milli takımında oynamasına imkanı olmasına rağmen Milli takım tercihini Türkiyeden yana kullanmış hiç hak etmediği eleştiriler alsa bile Ay-yıldıza olan sevdasından bir gram kaybetmemiş bir vatansever o..
Kariyerinde oynayabileceği en büyük takımların formasını giymesine, çok önemli paralar kazanmasına rağmen işine ve hayatına saygısını yitirmeyen gayri ahlaki hiçbir duruma düşmeyen örnek bir aile babası o..
Gördüğü yoğun ilgiye rağmen karşısındakini kırmayı hiç düşünmeyen, ona atılan her güzel adıma koşarak cevap veren karakterli bir insan o..
Son olarak antreman ya da maçlarda BVB Türkiye dediğimizde her seferinde sıcak tavırlarını bizden esirgemeyen bizim için dünyadaki en özel oyunculardan biri o..
O bugün 25 yaşında. Nice yıllara büyük kaptan Nuri Şahin. Sen bizim için herzaman Dortmund'un kaptanı olarak kalacaksın, Real Madrid'de de dönsen başka bir takımda da oynasan herzaman Dortmund'un çocuğu Nuri Şahin olarak kalacaksın. Seni çok seviyor, ailenle beraber başarı dolu yıllar diliyoruz.
Doğum günün kutlu olsun Nuri Şahin..
(Sizlerinde Nuri Şahin'e notlarınızı twitter'dan #BVBTürkiyedenNuriSahine etiketi ile bekliyoruz.)
Maç Detayları: Eintracht Frankfurt 1-2 Borussia Dortmund
Borussia Dortmund kazanmaya devam ediyor. Bundesliga'nın 4 haftasında konuk olduğu Eintracht Frankfurt'u Mkhitaryan'ın golleri ile 2-1 kazanmayı başaran BVB puanını 12'ye yükselterek Liderliğini sürdürdü. Milli takım arasına girmeden önce biraz çekinilerek gidilen Frankfurt deplasmanında Mkhitaryan ile kilidi açmaya başaran Dortmund bol pozisyona girsede rakibede fazla pozisyon vererek son haftalardaki istikrarına biraz zarar verdi.
İlk üç haftada hiç kart görmeyen BVB bu karşılaşmada ilk sarı kartlarını görmüş oldu. Mkhitaryan'ın attığı ikinci gol haftanın en güzel gollerinden biri olarak kayıtlara geçti.
EINTRACHT FRANKFURT 1-2 BORUSSİA DORTMUND
Eintracht Frankfurt:
Trapp - Schröck, Zambrano, Anderson, Djakpa (67. Oczipka) - Russ, Flum (71. Schwegler) - Aigner, Rosenthal, Inui (83. Joselu) - Kadlec
Borussia Dortmund:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels (46. Sokratis), Schmelzer - Nuri Sahin, Bender - Blaszczykowski (71. Aubameyang), Mkhitaryan, Reus (86. Kehl) - Lewandowski
Goller: 36'Kadlec / 10',56'Mkhitaryan
Sarı kartlar: Zambrano / Hummels, Reus
Seyirci sayısı: 51.500
BVB Türkiye Maçın Adamı: Henrikh Mkhitaryan
İlk üç haftada hiç kart görmeyen BVB bu karşılaşmada ilk sarı kartlarını görmüş oldu. Mkhitaryan'ın attığı ikinci gol haftanın en güzel gollerinden biri olarak kayıtlara geçti.
EINTRACHT FRANKFURT 1-2 BORUSSİA DORTMUND
Eintracht Frankfurt:
Trapp - Schröck, Zambrano, Anderson, Djakpa (67. Oczipka) - Russ, Flum (71. Schwegler) - Aigner, Rosenthal, Inui (83. Joselu) - Kadlec
Borussia Dortmund:
Weidenfeller - Großkreutz, Subotic, Hummels (46. Sokratis), Schmelzer - Nuri Sahin, Bender - Blaszczykowski (71. Aubameyang), Mkhitaryan, Reus (86. Kehl) - Lewandowski
Goller: 36'Kadlec / 10',56'Mkhitaryan
Sarı kartlar: Zambrano / Hummels, Reus
Seyirci sayısı: 51.500
BVB Türkiye Maçın Adamı: Henrikh Mkhitaryan
3 Eylül 2013 Salı
BVB Türkiye Röportaj: Ali Ece
BVB Türkiye özel röportajlar bölümünde bu haftali konuğumuz futbol dünyasında hayran olduğumuz isimlerin başında gelenlerden olan Ali Ece. Ali abiye BVB'nin sezona girişi'ni, Mkhitaryan'ı ve Gladbach sevgisinin nedenlerini sorduk. Ali abiye teşekkür eder, sizlere iyi okumalar dileriz,
-Frankfurt karşısında Dortmund’u nasıl buldunuz?
Ali Ece: Dortmund bu galibiyetle şu ana kadar Bundesliga’da 4’te 4 yapan tek takım olmayı başardı. Üstelik de bunu Piszczek ve İlkay gibi takımın en önemli 5 oyuncusundan 2’si yokken başarması ekstra önemli. Piszczek’in yokluğunda Grosskreutz, Dortmund için ne kadar önemli bir takım oyuncusu olduğunu ispat etmeye devam diyor. Dünyada kaç tane sol açıkken sağ beke kaydırılıp istikrarlı şekilde başarılı olan oyuncu var ki? Grosskreutz, Dortmund tarihinin gelmiş geçmiş en yetenekli 50 oyuncusunun arasında olmayabilir ama modern Dortmund’un saha içindeki ruhu Grosskreutz. “Oğlunuz Schalke’yi tutarsa ne yaparsınız?” sorusuna “Onu başka aileye evlatlık veririm” şaka-cevabında ne demek istediğini her maç daha da fazla anlatıyor.
Grosskreutz ideal mevkisinde oynamamasına rağmen kilit niteliğinde bir asist yaptı. Frankfurt çok zorlu bir deplasman. Bunu Nuri ve Sven Bender’in maç boyu kat ettiği yüksek mesafeden de anlayabiliriz. Rode ve Meier gibi iki yıldız oyuncusu yokken Schröck ve Kadlec çok iyi performans sergilediler ve Frankfurt, Dortmund’u bayağı zorladı. İlkay’ın oynamaması da Dortmund’un Klopp’un arzuladığı pas trafiği ve oyun temposunu sergileyememesine sebep oldu o yüzden başta Bender ve Nuri olmak üzere Dortmund orta sahası ekstradan koşmak zorunda kaldı. Tabii maçta fark yaratan isim yeni transfer Mkhitaryan’dı.
-Mkhitaryan’ın ismi yaz boyu Liverpool’la da geçti. Ama Dortmund’a geldi…
Ali Ece: Ve gelir gelmez ağır bir sakatlık geçirdi. Mkhitaryan bana sadece Ermeni olduğu için değil oyun karakteri ve profiliyle de Djorkaeff’i hatırlatıyor. Djorkaeff’in babası da iyi futbolcuydu, Mkhitaryan’ın babası da öyleymiş. Rahmetli bir yandan da iyi bir sanatsevermiş o yüzden Mkhitaryan’ın ismi Henrikh Hamleti. Bu isim tabii ki Shakespeare’in ölümsüz karakteri, tiyatro karakterlerinin en popüleri Hamlet’ten geliyor. Babası yaşasaydı Henrikh Hamli’yle çok gurur duyardı çünkü oğlu saha içinde futbol ve sanatı başarıyla harmanlıyor. Mkhitaryan’ın Frankfurt’a attığı 2 gol de sanatçı işiydi, birinde hiç pozisyon bile yokken tek başına golü yarattı, bunu Dortmund’da en son Kagawa başarabiliyordu, Götze daha farklıydı.
Dediğim gibi Mkhitaryan’ın oyun tarzı acayip derecede Djorkaeff’i hatırlatıyor. Djorkaeff, Bundesliga’da da başarılı olmuştu, Kaiserslautern’deyken böyle kimsenin beklemediği anlarda beklenmedik goller atardı. Ancak Djorkaeff’ten daha da fazlasını beklesin Dortmund’lular, ne de olsa Mircea Lucescu tedrisatından geçip geldi! Sorunun başındaki Liverpool’a dönersek: Teknik direktör Brendan Rodgers, golcü bir ofansif orta saha arıyordu ve kendi yaş grubunun en iyilerinden birisi olan Mkhitaryan’ı çok istedi. Liverpool’da işler şimdilik beklenenden de iyi gidiyor ama maalesef ilerleyen haftalarda Mkhitaryan gibi bir oyuncunun eksikliğinden mustarip olabilirler. Dilerim olmazlar tabii…
-Liverpool ve Borussia Dortmund demişken, sizin sevdiğiniz Borussia yani Monchengladbach’la ilgili de görüşlerinizi alalım…
Ali Ece: Seviyorum Gladbach’ı tabii ki. Dedem seviyordu ondan ben seviyorum. Ama Almanya’da Hansa Rostock hariç bütün takımları seviyor sayıyorum aslında. Gladbach dede yadigârı, o yüzden sevgim ayrı tabii. Takımdan çok memnunum, iç sahadaki tüm maçları kazandılar, iyi de oynadılar. Alınan iki yenilgi de deplasmanda ve Almanya’nın en zorlu 3 deplasmanından 2’si olan Bayern Münih ve Bayer Leverkusen’e karşı. Ki o yenilgilerde de geçen sezonla karşılaştırınca çok iyi oynayan bir Gladbach vardı. Geçen sezondan en büyük fark tabii ki 2 yeni hücumcu Kruse ve Raffael. Kruse o fiyata sezonun en kelepir transferlerinden birisi oldu.
Werder Bremen maçında Kruse’nin attığı gol, hem ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu bir o kadar da harika bir takım oyuncusu olduğunu bir kez daha gösteriyor. O gol Gladbach’ın uzun süredir attığı en başarılı “takım golü”ydü, takım hücumuydu. Raffael de takıma çok şey katıyor, geçen sezon Gladbach hücumlarında sadece kanatlarda Herrmann’ın hızı ve Arango’nun muhteşem sol ayağına bakıyordu takım. Bu sezon Raffael sayesinde ortadan da direkt gole gidebiliyor, hızlı mesafe kat ediyor. Leverkusen’den kiralanan genç Kramer de Marx’tan sonra merkez orta sahaya hem büyük dinamizm hem de teknik fark katıyor. Xhaka da geçen sezona göre bayağı toparladı zaten geçen sezonun son maçlarında da iyi oynamaya başlamıştı ancak şu gereksiz kart görme huyundan kurtulması lazım. Adamı “yeni Netzer” olur diye aldık ama o kısa sürede Gattuso’ya bağladı!
-Son olarak BVB Türkiye blog/twitter..
Ali Ece: E çok iyi... Schalke Türkiye de iyi Gladbach Türkiye hesabından da aynı çalışkanlığı bekliyorum Gladbach hep daha cok çalıştığında digerlerini yakaladı hatta gecti
-Frankfurt karşısında Dortmund’u nasıl buldunuz?
Ali Ece: Dortmund bu galibiyetle şu ana kadar Bundesliga’da 4’te 4 yapan tek takım olmayı başardı. Üstelik de bunu Piszczek ve İlkay gibi takımın en önemli 5 oyuncusundan 2’si yokken başarması ekstra önemli. Piszczek’in yokluğunda Grosskreutz, Dortmund için ne kadar önemli bir takım oyuncusu olduğunu ispat etmeye devam diyor. Dünyada kaç tane sol açıkken sağ beke kaydırılıp istikrarlı şekilde başarılı olan oyuncu var ki? Grosskreutz, Dortmund tarihinin gelmiş geçmiş en yetenekli 50 oyuncusunun arasında olmayabilir ama modern Dortmund’un saha içindeki ruhu Grosskreutz. “Oğlunuz Schalke’yi tutarsa ne yaparsınız?” sorusuna “Onu başka aileye evlatlık veririm” şaka-cevabında ne demek istediğini her maç daha da fazla anlatıyor.
Grosskreutz ideal mevkisinde oynamamasına rağmen kilit niteliğinde bir asist yaptı. Frankfurt çok zorlu bir deplasman. Bunu Nuri ve Sven Bender’in maç boyu kat ettiği yüksek mesafeden de anlayabiliriz. Rode ve Meier gibi iki yıldız oyuncusu yokken Schröck ve Kadlec çok iyi performans sergilediler ve Frankfurt, Dortmund’u bayağı zorladı. İlkay’ın oynamaması da Dortmund’un Klopp’un arzuladığı pas trafiği ve oyun temposunu sergileyememesine sebep oldu o yüzden başta Bender ve Nuri olmak üzere Dortmund orta sahası ekstradan koşmak zorunda kaldı. Tabii maçta fark yaratan isim yeni transfer Mkhitaryan’dı.
-Mkhitaryan’ın ismi yaz boyu Liverpool’la da geçti. Ama Dortmund’a geldi…
Ali Ece: Ve gelir gelmez ağır bir sakatlık geçirdi. Mkhitaryan bana sadece Ermeni olduğu için değil oyun karakteri ve profiliyle de Djorkaeff’i hatırlatıyor. Djorkaeff’in babası da iyi futbolcuydu, Mkhitaryan’ın babası da öyleymiş. Rahmetli bir yandan da iyi bir sanatsevermiş o yüzden Mkhitaryan’ın ismi Henrikh Hamleti. Bu isim tabii ki Shakespeare’in ölümsüz karakteri, tiyatro karakterlerinin en popüleri Hamlet’ten geliyor. Babası yaşasaydı Henrikh Hamli’yle çok gurur duyardı çünkü oğlu saha içinde futbol ve sanatı başarıyla harmanlıyor. Mkhitaryan’ın Frankfurt’a attığı 2 gol de sanatçı işiydi, birinde hiç pozisyon bile yokken tek başına golü yarattı, bunu Dortmund’da en son Kagawa başarabiliyordu, Götze daha farklıydı.
Dediğim gibi Mkhitaryan’ın oyun tarzı acayip derecede Djorkaeff’i hatırlatıyor. Djorkaeff, Bundesliga’da da başarılı olmuştu, Kaiserslautern’deyken böyle kimsenin beklemediği anlarda beklenmedik goller atardı. Ancak Djorkaeff’ten daha da fazlasını beklesin Dortmund’lular, ne de olsa Mircea Lucescu tedrisatından geçip geldi! Sorunun başındaki Liverpool’a dönersek: Teknik direktör Brendan Rodgers, golcü bir ofansif orta saha arıyordu ve kendi yaş grubunun en iyilerinden birisi olan Mkhitaryan’ı çok istedi. Liverpool’da işler şimdilik beklenenden de iyi gidiyor ama maalesef ilerleyen haftalarda Mkhitaryan gibi bir oyuncunun eksikliğinden mustarip olabilirler. Dilerim olmazlar tabii…
-Liverpool ve Borussia Dortmund demişken, sizin sevdiğiniz Borussia yani Monchengladbach’la ilgili de görüşlerinizi alalım…
Ali Ece: Seviyorum Gladbach’ı tabii ki. Dedem seviyordu ondan ben seviyorum. Ama Almanya’da Hansa Rostock hariç bütün takımları seviyor sayıyorum aslında. Gladbach dede yadigârı, o yüzden sevgim ayrı tabii. Takımdan çok memnunum, iç sahadaki tüm maçları kazandılar, iyi de oynadılar. Alınan iki yenilgi de deplasmanda ve Almanya’nın en zorlu 3 deplasmanından 2’si olan Bayern Münih ve Bayer Leverkusen’e karşı. Ki o yenilgilerde de geçen sezonla karşılaştırınca çok iyi oynayan bir Gladbach vardı. Geçen sezondan en büyük fark tabii ki 2 yeni hücumcu Kruse ve Raffael. Kruse o fiyata sezonun en kelepir transferlerinden birisi oldu.
Werder Bremen maçında Kruse’nin attığı gol, hem ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu bir o kadar da harika bir takım oyuncusu olduğunu bir kez daha gösteriyor. O gol Gladbach’ın uzun süredir attığı en başarılı “takım golü”ydü, takım hücumuydu. Raffael de takıma çok şey katıyor, geçen sezon Gladbach hücumlarında sadece kanatlarda Herrmann’ın hızı ve Arango’nun muhteşem sol ayağına bakıyordu takım. Bu sezon Raffael sayesinde ortadan da direkt gole gidebiliyor, hızlı mesafe kat ediyor. Leverkusen’den kiralanan genç Kramer de Marx’tan sonra merkez orta sahaya hem büyük dinamizm hem de teknik fark katıyor. Xhaka da geçen sezona göre bayağı toparladı zaten geçen sezonun son maçlarında da iyi oynamaya başlamıştı ancak şu gereksiz kart görme huyundan kurtulması lazım. Adamı “yeni Netzer” olur diye aldık ama o kısa sürede Gattuso’ya bağladı!
-Son olarak BVB Türkiye blog/twitter..
Ali Ece: E çok iyi... Schalke Türkiye de iyi Gladbach Türkiye hesabından da aynı çalışkanlığı bekliyorum Gladbach hep daha cok çalıştığında digerlerini yakaladı hatta gecti
Etiketler:
Ali Ece,
Blog,
Bundesliga,
BVB,
Özel Röportaj,
röportaj
Kevin Großkreutz'un Ultras hakkındaki düsünceleri.
Ultras grubunun hep şiddet yanlısı kişilerden oluştuğunu duyduğumda üzülüyorum. Bu gerçekleri yansıtan bir söylem değil. Onların ne yaptıklarına bakılması gerek - mesela koreografileri. Evde koreografi posterlerim var. Ultra'ların sadece Borussia Dortmund için harcadığı para ve zaman inanılmaz. Hiç bir maçı kaçırmıyorlar ve antreman kamplarına da geliyorlar. Onlar takım için yaşıyorlar ve atmosferin sorumlusu onlar. Ultras grubu bizim bir parçamız. Bir kaç sene daha futbol oynadıktan sonra döneceğim yer belli - SÜD. Nereden geldiği çok iyi biliyorum. Bunu asla unutmayacağım.
Kevin Großkreutz
1 Eylül 2013 Pazar
Röportaj: Marco Reus
Borussia Dortmund'un başarılı oyuncusu Marco Reus Bild gazetesine
açıklamalarda bulundu. BVB Türkiye olarak bu keyifli röportajı sizler
için Türkçe'ye çevirdik. Keyifli okumalar..
BİLD : Sayın Reus, Götze'yi deri pantalon ile nasıl buldunuz?
Reus : Görünüş açısından çok da güzel değil (gülerek). Mario'yu daha iyi kıyafetlerin içinde görmüştüm. Onlarla karşılaştırırsam eğer deri pantalonu ona hiç yakışmıyor.
BİLD : Siz hiç deri pantalonu giydiniz mi?
Reus : Evet ama çok uzun zaman önce. Başta alışılmamış geldi ve her gün tekrarlayabileceğim bir şey değil.
BİLD : O zaman BVB taraftarları sakin olabilir!
Reus : Evet. Deri pantalonundan tamamen bağımsız. BVBde kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, şu an hiç kimsenin dert etmesine gerek yok.
BİLD : Michael Zorc yine de serbest kalma maddenizi satın alıp, yıldırım transferini önlemek istiyor. Bu düşünülebilir mi?
Reus : BVB ile her zaman konuşmaya hazırım. Şu an için bu konu benim için ikinci hatta üçüncü sırada. Geleceğim ile ilgili durumları şu an fazla düşünmüyorum. Bizim için artık İngiliz haftaları başlıyor. Önemli olan bu.
BİLD : Mario'yu ne kadar arıyorsunuz / özlüyorsunuz?
Reus : Sahada ve özel hayatta birlikte fazla vakit geçirdiğin bir oyuncuyu tabii ki özlersin. Ama söylediğim gibi : Herkes kendi yoluna, bunu da herkes kabullenmeli.
BİLD : Bayern bu hafta Freiburg'da iki puan bıraktı. BVB şimdi kendi gücü ile şampiyon olur mu?
Reus : İsterse hemen şimdi başlayabilir (gülerek). Ciddi olarak : Başkalarına odaklanmamamız lazım. Direk düellolarda bizim için problem olmadı. Problem, diğer takımlardı. Çok fazla puan kaybettik, bu yeniden yaşanmamalı.
BİLD : Kupalara olan özleminiz ne kadar büyük?
Reus : Ben 24 yaşındayım. Artık bir yetenek değilim. Elimde büyük bir şeyi tutmanın vakti geldi. Hedefim, özgeçmişimde bir gün kupa galibiyetleri yazması.
BİLD : Şu ana dek kaç tane oldu?
Reus : Bayern'e karşı kazanılan Süper Kupa. Onun dışında özel ödüller.
BİLD : Bu yıl şansları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Reus : Şampiyonlar Ligi Finali'ne ulaşmamızın sansasyon olmadığını söylemiştim. Daha çok bizim özel BVB-futbolumuz, bizim hırs ve tutkumuzun payı var. Bunun bir gün yeniden tekrarlanabileceğinden eminim. Gittikçe tehlikeli oluyoruz, oldukça güçlü transferlerimiz var ve yavaş yavaş ritmimize giriyoruz. Oyunumuz daha da hızlanıyor, şanslar da artıyor. Geçtiğimiz sezondan daha iyi sıralanacağımıza inanıyorum.
BİLD : BVB şimdiye dek tüm resmi maçları kazandı. 3 lig maçı,Süper Kupa ve Almanya Kupası Ön Eleme. Kaybetmeyi unuttunuz mu?
Reus : Ne yazık ki hayır. Geçenlerde masa tenisinde Mats Hummels'e 4:5 yenildim. Canımı çokça yakan, oldukça gereksiz bir yenilgi.
BİLD : Neden?
Reus : Açık ara daha iyiydim (gülerek)! 4:3 öndeydim ama daha sonra çok basit hatalar yaptım. Sabitlik eksikti. Ama buradan Mats'ı resmi olarak rövanş maçına davet ediyorum. Bunu böyle bırakamam.
BİLD : BVB'nin raket startına uygun size hızlı bir kaç soru sormak istiyoruz.
Reus : Tamamdır. Başlasın!
BİLD : Jay-Z mi yoksa Justin Bieber mi?
Reu : İkisi.
BİLD : Rihanna mı yoksa Miley Cyrus mu?
Reus : Rihanna.
BİLD : Twitter mi yoksa Facebook mu?
Reus : İkisi!
BİLD : İnternet üzerinden aşk mektupları alıyor musunuz?
Reus : Ara sıra oluyor. Bir kaç kez şiir aldım. Taraftarların akıllarına gelenler inanılmaz. Ama bu yüzden hiç bir şey hayal etmiyorum. Kimse bunu düşünmesin.
BİLD : Aşık, nişanlı, evli?
Reus : Şu an değil, hayır!
BİLD : Ana kuzusu mu yoksa baba kuzusu muydunuz?
Reus : İkisi.
BİLD : Frikik mi yoksa penaltı mı?
Reus : Frikik. Eskiden uzak mesafeden kaleye şut çekmekten çekiniyordum. Gladbach'daki Juan Arango'dan çok şey öğrendim. Şut tekniğimin arkasında çok fazla emek de var.
BİLD : Götze ile gol iddiasına girdiğiniz için penaltıları kullanacağınız doğru mu?
Reus : Hayır, bu saçmalık. Jürgen Klopp beni seçti. Eğer Şampiyonlar Ligi Finali'nde faulu bana yapmamış olsalardı, o penaltıyı ben kullanacaktım.
BİLD : Kitap mı yoksa DVD mi?
Reus : 20:80 DVD. Şu sıralar Breaking Bad veya Californication gibi dizileri izliyorum.
BİLD : Playstation'de FİFA mı yoksa PES mi oynuyorsunuz?
Reus : Tabii ki FİFA. Çoğu kez Dortmund, Juve, Barcelona, İtalya veya Almanya'yı takımım olarak seçiyorum.
BİLD : Bayern'i seçmiyor musunuz?
Reus : Onu da bir defa denedim ama kaybettim (gülerek).
BİLD : Götze'yi 3 kelime ile anlatın.
Reus : Gitti. Kalite. Arkadaş.
BİLD : Marco Reus'u 3 kelimede anlatın.
Reus : Burada. Dürüst. Güvenilir.
BİLD : Kuaför'e ne kadar para veriyorsunuz?
Reus : 30 €!
BİLD : Hangi spor dalını oynayamıyorsunuz?
Reus : Buz hockey.
BİLD : Bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde hangi hedefe ulaşmak istiyorsunuz?
Reus : Arsenal, Marsilya ve Napoli'yi yenmek, grupları aşmak, BVB-Futbolu oynamak.
BİLD : En çok hangi rakibe seviniyorsunuz?
Reus : Öncelikle Arsenal çünkü orada idolüm Tomas Rosicky oynuyor. Oyun açısından birbirimize benziyoruz. Umarım sahada görüşebiliriz.
BİLD : Hangi sporcuya hâlâ hayranlık duyuyorsunuz?
Reus : Dirk Nowitzki çünkü o sadece sporcu olarak değil, insan olarak da doğru kişiliğe sahip. Bildiğiniz bir profesyonel. Her sezona kişisel ve sıkı bir şekilde hazırlanıyor. İnanılmaz bir kariyeri geride bırakmasına rağmen hep en yüksek seviyede olmak istiyor.
BİLD : Nowitzki 2006 yılında Miami'ye karşı final serisini kaybetti, hayatındaki en yüksek yenilgisini elde etti ve 5 yıl sonra Dallas ile kupayı kazandı. Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak için bu size umut veriyor mu?
Reus : Evet, kesinlikle. Bu, kendine ve hayallerine güvenmeyi bırakmamanın bir göstergesidir. Bence Dirk'i taklit edebiliriz. Bir zaman...
Röportaj: ( HENNING FEINDT ve JÖRG WEILER/Bild)
Çeviri: BVB Türkiye Ekibi
(Röportaj çevirisinin izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır)
BİLD : Sayın Reus, Götze'yi deri pantalon ile nasıl buldunuz?
Reus : Görünüş açısından çok da güzel değil (gülerek). Mario'yu daha iyi kıyafetlerin içinde görmüştüm. Onlarla karşılaştırırsam eğer deri pantalonu ona hiç yakışmıyor.
BİLD : Siz hiç deri pantalonu giydiniz mi?
Reus : Evet ama çok uzun zaman önce. Başta alışılmamış geldi ve her gün tekrarlayabileceğim bir şey değil.
BİLD : O zaman BVB taraftarları sakin olabilir!
Reus : Evet. Deri pantalonundan tamamen bağımsız. BVBde kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, şu an hiç kimsenin dert etmesine gerek yok.
BİLD : Michael Zorc yine de serbest kalma maddenizi satın alıp, yıldırım transferini önlemek istiyor. Bu düşünülebilir mi?
Reus : BVB ile her zaman konuşmaya hazırım. Şu an için bu konu benim için ikinci hatta üçüncü sırada. Geleceğim ile ilgili durumları şu an fazla düşünmüyorum. Bizim için artık İngiliz haftaları başlıyor. Önemli olan bu.
BİLD : Mario'yu ne kadar arıyorsunuz / özlüyorsunuz?
Reus : Sahada ve özel hayatta birlikte fazla vakit geçirdiğin bir oyuncuyu tabii ki özlersin. Ama söylediğim gibi : Herkes kendi yoluna, bunu da herkes kabullenmeli.
BİLD : Bayern bu hafta Freiburg'da iki puan bıraktı. BVB şimdi kendi gücü ile şampiyon olur mu?
Reus : İsterse hemen şimdi başlayabilir (gülerek). Ciddi olarak : Başkalarına odaklanmamamız lazım. Direk düellolarda bizim için problem olmadı. Problem, diğer takımlardı. Çok fazla puan kaybettik, bu yeniden yaşanmamalı.
BİLD : Kupalara olan özleminiz ne kadar büyük?
Reus : Ben 24 yaşındayım. Artık bir yetenek değilim. Elimde büyük bir şeyi tutmanın vakti geldi. Hedefim, özgeçmişimde bir gün kupa galibiyetleri yazması.
BİLD : Şu ana dek kaç tane oldu?
Reus : Bayern'e karşı kazanılan Süper Kupa. Onun dışında özel ödüller.
BİLD : Bu yıl şansları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Reus : Şampiyonlar Ligi Finali'ne ulaşmamızın sansasyon olmadığını söylemiştim. Daha çok bizim özel BVB-futbolumuz, bizim hırs ve tutkumuzun payı var. Bunun bir gün yeniden tekrarlanabileceğinden eminim. Gittikçe tehlikeli oluyoruz, oldukça güçlü transferlerimiz var ve yavaş yavaş ritmimize giriyoruz. Oyunumuz daha da hızlanıyor, şanslar da artıyor. Geçtiğimiz sezondan daha iyi sıralanacağımıza inanıyorum.
BİLD : BVB şimdiye dek tüm resmi maçları kazandı. 3 lig maçı,Süper Kupa ve Almanya Kupası Ön Eleme. Kaybetmeyi unuttunuz mu?
Reus : Ne yazık ki hayır. Geçenlerde masa tenisinde Mats Hummels'e 4:5 yenildim. Canımı çokça yakan, oldukça gereksiz bir yenilgi.
BİLD : Neden?
Reus : Açık ara daha iyiydim (gülerek)! 4:3 öndeydim ama daha sonra çok basit hatalar yaptım. Sabitlik eksikti. Ama buradan Mats'ı resmi olarak rövanş maçına davet ediyorum. Bunu böyle bırakamam.
BİLD : BVB'nin raket startına uygun size hızlı bir kaç soru sormak istiyoruz.
Reus : Tamamdır. Başlasın!
BİLD : Jay-Z mi yoksa Justin Bieber mi?
Reu : İkisi.
BİLD : Rihanna mı yoksa Miley Cyrus mu?
Reus : Rihanna.
BİLD : Twitter mi yoksa Facebook mu?
Reus : İkisi!
BİLD : İnternet üzerinden aşk mektupları alıyor musunuz?
Reus : Ara sıra oluyor. Bir kaç kez şiir aldım. Taraftarların akıllarına gelenler inanılmaz. Ama bu yüzden hiç bir şey hayal etmiyorum. Kimse bunu düşünmesin.
BİLD : Aşık, nişanlı, evli?
Reus : Şu an değil, hayır!
BİLD : Ana kuzusu mu yoksa baba kuzusu muydunuz?
Reus : İkisi.
BİLD : Frikik mi yoksa penaltı mı?
Reus : Frikik. Eskiden uzak mesafeden kaleye şut çekmekten çekiniyordum. Gladbach'daki Juan Arango'dan çok şey öğrendim. Şut tekniğimin arkasında çok fazla emek de var.
BİLD : Götze ile gol iddiasına girdiğiniz için penaltıları kullanacağınız doğru mu?
Reus : Hayır, bu saçmalık. Jürgen Klopp beni seçti. Eğer Şampiyonlar Ligi Finali'nde faulu bana yapmamış olsalardı, o penaltıyı ben kullanacaktım.
BİLD : Kitap mı yoksa DVD mi?
Reus : 20:80 DVD. Şu sıralar Breaking Bad veya Californication gibi dizileri izliyorum.
BİLD : Playstation'de FİFA mı yoksa PES mi oynuyorsunuz?
Reus : Tabii ki FİFA. Çoğu kez Dortmund, Juve, Barcelona, İtalya veya Almanya'yı takımım olarak seçiyorum.
BİLD : Bayern'i seçmiyor musunuz?
Reus : Onu da bir defa denedim ama kaybettim (gülerek).
BİLD : Götze'yi 3 kelime ile anlatın.
Reus : Gitti. Kalite. Arkadaş.
BİLD : Marco Reus'u 3 kelimede anlatın.
Reus : Burada. Dürüst. Güvenilir.
BİLD : Kuaför'e ne kadar para veriyorsunuz?
Reus : 30 €!
BİLD : Hangi spor dalını oynayamıyorsunuz?
Reus : Buz hockey.
BİLD : Bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde hangi hedefe ulaşmak istiyorsunuz?
Reus : Arsenal, Marsilya ve Napoli'yi yenmek, grupları aşmak, BVB-Futbolu oynamak.
BİLD : En çok hangi rakibe seviniyorsunuz?
Reus : Öncelikle Arsenal çünkü orada idolüm Tomas Rosicky oynuyor. Oyun açısından birbirimize benziyoruz. Umarım sahada görüşebiliriz.
BİLD : Hangi sporcuya hâlâ hayranlık duyuyorsunuz?
Reus : Dirk Nowitzki çünkü o sadece sporcu olarak değil, insan olarak da doğru kişiliğe sahip. Bildiğiniz bir profesyonel. Her sezona kişisel ve sıkı bir şekilde hazırlanıyor. İnanılmaz bir kariyeri geride bırakmasına rağmen hep en yüksek seviyede olmak istiyor.
BİLD : Nowitzki 2006 yılında Miami'ye karşı final serisini kaybetti, hayatındaki en yüksek yenilgisini elde etti ve 5 yıl sonra Dallas ile kupayı kazandı. Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak için bu size umut veriyor mu?
Reus : Evet, kesinlikle. Bu, kendine ve hayallerine güvenmeyi bırakmamanın bir göstergesidir. Bence Dirk'i taklit edebiliriz. Bir zaman...
Röportaj: ( HENNING FEINDT ve JÖRG WEILER/Bild)
Çeviri: BVB Türkiye Ekibi
(Röportaj çevirisinin izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır)
Etiketler:
Blog,
Borussia Dortmund,
BVB,
Marco Reus,
röportaj
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)