İşte keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz Bundesliga ve BVB sohbetimiz;
-Bundesliga'yı
Türkiye'de uzun zamandır takip eden kişilerden birisiniz, hatta bu konuda en
tanınan en donanımlı olanlardansınız. Bundesliga'nın dününü de bugününü de
biliyorsunuz. Ligin son senelerdeki gelişimi hakkında düşünceleriniz neler?
Size göre yarınlar Bundesliga için neler getirecek?
Bundesliga bugün pek çok açıdan Avrupa’nın en iyi ligi
olarak kaydedilebilir. Geçmişte var olan en önemli eksiği dünya çapında futbolcu
sayısının yeterli seviyede olmamasıydı. Bu aynı zamanda ligin ülke dışında
tanıtımı ve çekiciliği açısından da önemli bir eksikti. 2002 sonrası kulüplerin
Avrupa Kupalarındaki başarısızlığı da 90’lı yılların sonunda kendisini gösteren
Alman Futbolu’nun çöküşünün bir yansımasıydı. 1998 yılında fikren ortaya atılan
ve 2000’li yıllarda uygulamaya geçirilen performans merkezleri ile yeni
yeteneklerin zirve futboluna uygun şekilde yeniden eğitilmesi sonucu kendi
yıldızlarını yaratarak bu eksiği biraz olsun kapamayı başardı. Ligin maddi
koşulları İngiltere ile beraber dünyanın en iyi iki liginden birisi olmaya
yetiyor ve fakat eksik olan ise Bayern Münih dışında istikrarlı bir şekilde
zirvede olacak büyük takımların eksikliği. Son yıllarda çıkışa geçen Borussia
Dortmund’un bu ivmesini sabitlemesi, Hamburg, Schalke ve Bremen gibi kulüplerin
daha iyi yönetilmesi sonrası ancak lig olarak en tepeye çıkabilir. Diğer açıdan
50+1 kuralı nedeniyle şahısların kulüplerin hisselerinin en fazla yüzde 49’unu
alabilmesi ise bu ligin gelecekte de “bu kadar güzel bir şekilde” var olmasını
sağlayan en önemli farklılığı.
-Bundesliga'da
busezonu kısaca değerlendirir misiniz? Beklediğiniz gibi mi geçiyor? Olumlu
yada olumsuz anlamda sizi şaşırtan takımlar, oyuncular hangileri?
Sezon başı FourFourTwo dergisine 8 takım üzerinden
bir lig analizi yapmıştım. Sürprizler olsa da büyük ölçüde beklediğim gibi
gelişiyor diyebilirim. Borussia Dortmund’un
“artık” Avrupa’da da kendisini gösterebileceğinin üzerinde dururken aynı anda
ligi ve Şampiyonlar Ligi’ni kaldırabileceğini düşünmediğimizi de
belirtmiştim. Bunun da nedeni Dortmund
futbolunda fiziğin önemli bir yer tuttuğunu ve bu yüzden Lig, Şampiyonlar Ligi
ve Kupa ile beraber bu kadronun üç kulvara yetmeyeceğini düşünmemizdi. Diğer
açıdan Bayern Münih ve Frankfurt’un başarılarını “doğru transfer politikası”
nedeniyle de bekliyorduk. Üç kulvarda final oynama başarısı gösteren Bayern
Münih kadrosuna sadece gerekli bölgelere ince dokunuşlar yaparak yoluna devam
etmesinin yeterli olacağını düşünmüştüm. Hali hazırda bu kulübün sportif aklı
Avrupa’nın dahi en iyisi olarak addedilebilir.
Frankfurt ise çok akılcı bir transfer politikasına sahip. Bundesliga’nın
döküklerini almak yerine ikinci Bundesliga’nın yıldızlarına yöneldiler. Aigner,
İnui, Ocean v.s. Bu da iyi kadroyu bozmadan güzel takviyelerle ilerlemesini
sağladı. Fürth için söylenebilecek fazla bir şey yok zira küçük bir kasaba.
Transferler de doğru olmadığı vakit fazla şansları kalmıyor. Bu sene beni hayal
kırıklığına uğratanlara gelirsek.. Hoffenheim’ın çöküşü ilk sırayı aır. Ligin sezon
başı en iyi kadrolarından birisine sahip olmasına rağmen bu denli kötü
performans göstereceklerini tahmin etmemiştim. Keza Stevens ile geçtiğimiz
sezon muazzam bir çıkış yakalayan Schalke’nin de devrenin ikinci yarısı bu
denli düşüş yaşayacağını yine beklemiyordum. Bremen ve Gladbach iskeleti
yeniden oluşturduğu için sürpriz sonuçlar alması çok da şaşırtıcı değildi ama
sonuçlar açısından olmasa da Hannover’in strateji olarak katı savunmadan
böylesine bir hücum takıma dönüşmesi de sezonun benim için sürprizlerinden
oldu. İlk beş içerisinde yer alacağını düşündüğüm Leverkusen’in marjinal
dizilimi, farklı felsefesi ve iki başlı teknik ekip yapılanması da aynı şekilde
sürpriz olarak addedilebilir.
-Yavaş avaş
BVB özelinde konuşmaya başlayalım.. Son 10 sezona baktığımızda Bundesliga'da
Bayern'i devirebilen 4 takım oldu. Geçen seneye kadar Bayern uzun zamandır
şampiyonluktan 2 yıl üstüste ayrı kalmamıştı.. Borussia Dortmund'un
Şampiyonlukları hakkında ne düşünüyorsunuz? Size göre Bremen, Stuttgart ve
Wolfsburg'un yaşadığı şampiyonluklardan farkı var mı? BVB'de diğerleri gibi
şampiyonluklar sonrası düşüşe geçecek mi yoksa Bundesliga'da daha uzun süre
Bayern-BVB rekabeti izleyecekmiyiz?
Stuttgart’ın şampiyonluğu beklenmedik bir
gelişmeydi. O
dönem Bremen ve Schalke yarışırken kendi ayaklarına kurşun sıkmaları
sonucu
arkadan sessizce gelen Stuttgart şampiyon oldu. Uzun süreli zirvede
kalacağına
kendileri dahi inanmamışlardı. Wolfsburg ise Magath manipülasyonu ile
beraber
şampiyon olsa da bir proje takımı olarak çok fazla eksiklikleri var.
Werder
Bremen devrimi ise kısa sürdü zira yeşerttiği yetenekleri takımda tutma
gibi
problemler söz konusuydu. Borussia Dortmund ise biraz farklı. 2002
krizi sonrası yaşam savaşı verdiler ve bu
da bugünkü Beşiktaş gibi onları titiz çalışmaya, ince eleyip sık
dokumaya götürdü. Japonya’nın ikinci liginden Kagawa gibi keşifler
gençlere yatırımın
bir sonucu değil kulübün kapısına kilit vurmamak için zorunlu
uğraşlarıydı. Bugün ise CEO’su(Watzke), Sportif direktörü (Zorc)ve
Jürgen Klopp bileşiminden muazzam bir ürün ortaya çıktı. Diğer
takımlardan
farklı olarak bu üç isim orada durduğu sürece futbolcuları elde
tutamasalar
dahi başarı kaçınılmaz. Zira bu başarının temeli yıldız futbolculara
değil uzun süreçte
oluşturdukları futbol organizasyonuna dayanıyor. Takımın görünürde
organizasyonundaki en önemli
isim olarak gözüken Nuri gitti, değişen bir şey olmadı. Kagawa gitti
aynı
şekilde. Lewandowski de gidecek belki ama Dortmund’un başarıları devam
edecek. Jürgen
Klopp’un payı burada yadsınamaz ama bugünkü Dortmund’un oluşumunda
Watzke ve
Zorc ikilisinin başarıları da önemli role sahip. Üstelik sadece
sportif değil ekonomik olarak da üst
düzey bir atılımla ilerliyorlar. Tam da
bu yüzden geleceği de garanti aslında. Watzke-Zorc-Klopp
kaldığı sürece Bayern-Dortmund rekabeti sürecektir. Diğerlerinden belki
de en
önemli farkı büyük takım olmak için dünyanın en iyi taraftar topluluğuna
sahip
olmaları.
-Son 2 senede alınan 3 büyük kupa sonrası BVB'nin bu sezonki Bundesliga
performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dortmund Kagawa ve Barrios'un
gidişini Reus ve Schieber ile doldurdu mu? Sezon sonu BVB için 2.lik başarı
sayılmalı mı?
Marco Reus çok özel bir oyuncu. Bana göre Almanya’nın
bugünkü milli takımında dahi en “tehlikeli” ve hesap edilemez özellikleri
nedeniyle de en değerli oyuncusu. Kagawa’nın yerini rahatlıkla doldurduğunu ve
belki de Götze ile uyumu sonrası daha da faydalı olduğunu söyleyebiliriz.
Schieber ise Barrios gibi “merkez forvet” değil. Genç yetenek olarak ona ben
fazlasıyla güveniyordum ama henüz beklediğim çıkışı yapabilmiş değil. Klopp ise
onu dönüştürüyor ve ben yakın zaman içerisinde Schieber’in yeniden yıldızının
parlayacağını düşünüyorum zira kumaşı oldukça iyi.
Lig performansı ise sezon başında Şampiyonlar Ligi
ile Lig arasındaki dengeyi kuramadılar. Diğer açıdan uzun süredir benzer oyun
sistemi ile sahaya çıktıkları için rakipleri onları durdurmanın çeşitli
yollarını keşfettiler. Hummels’e yapılan baskı, geride kompakt durarak hızlı
hücumlarla Dortmund’dan puan koparmayı başardılar. Burada bir başka sorun da Barrios’un gidişi
sonrası alternatifsiz kalan Lewandowski’nin formsuz olduğu sürede oynamaya
devam etmek zorunda kalmasıdır. Bugün dahi Bayern Münih’ten en önemli eksiği Dortmund
kadrosunun derinliğinin yeterli seviyede olmamasıdır. Lakin öyle bir Şampiyonlar
Ligi grup maçları oynadılar ki ligdeki bu ufak çaplı krizi Dortmundlular fazla
umursamadı. Bugün için Şampiyonlar Ligi biletini doğrudan aldığı vakit bence
hedefi tutturmuş olacaklardır zira yıllar sonra bu arenada yeniden boy
gösterdiler ve bu oldukça önemli.
-BVB
Şampiyonlar ligine şanssız bir kura ile başladı, bir çok kişiye göre 'ölüm grubu'nda
yer alan BVB buna rağmen çok büyük bir performans sergiledi. Size göre bunun
sırrı neydi?
Bayern Münih topa sahip olduğunda Barça’ya benziyor.
Dortmund ise top rakipteyken Barça’ya çok benziyor. Real Madrid maçları öncesi
Klopp’un “En yetenekli oyuncu sahadaki en geniş alana sahip olacak yanılgısı
var” beyanatı önemli. Her iki Real Madrid maçında da Dortmund’un en büyük şovu
rakip topa sahip olduğunda gerçekleşti. Topun aktarılabileceği her alanı
kapamayı muazzam bir şekilde başardılar. 24 yaşın altında ortalamaya sahip
futbolcuların her biri asgari 11 km koşuyor maç boyunca ve daha da önemlisi
Klopp’un maç planlarının ligdeki Schalke maçı hariç kusursuz işlemesi. Topu bu “liselilerin”
ellerine verdiğinizde kalenizde görmeniz an meselesi iken bu takıma karşı topa
uzun süre sahip olmanız da çok zor.
-Gruptan
lider çıkmasına rağmen Shakhtar Donetsk ile eşleşen Dortmund için kura
şansızlığı devam ediyor diyebilir miyiz? Eşleşmeden beklentileriniz neler?
Barcelona ve Shakhtar hariç hangi takımla eşleşirse
eşleşsin Dortmund turu geçer diyordum. Maalesef kötü bir kura çektiler. Zira
Shakhtar her şeyden bağımsız bir aksiyon gerçekleştirmek yerine Dortmund’a göre
konumunu belirleyecek ve burada teknik adamların maç planları skoru tayin
edecek. Her ikisi de çok iyi olmasına
karşın Shakhtar’ın tecrübe açısından avantajı olduğunu söyleyebiliriz. Willian’ı
sattılar belki ama Taison’u aldılar. Zor bir kura ve şanslar eşit. Her iki
takımın da saha içi organizasyonlarını merak ediyorum. Galatasaray maçı sonrası
izlemek istediğim ilk karşılaşma budur.
-Jürgen
Klopp dediğimizde neler söylersiniz? Gelecekte nerelerde olabilir size göre?
Akademi mezunu. Futbola devrimsel açılımlar
sağlayabilecek donanıma sahip. Klopp gibi futbolun bilimsel yönüne eğilen
teknik adamlarda sıklıkla eksik olan motivasyon yönü ise Klopp’un en büyük
artısı. Bu da onu komple bir teknik direktör yapmaya yetiyor. Jürgen Klopp
başarılarından ziyade ortaya koyduğu karakteri ile Almanya’da kendisine kariyer
yapmayı başarmış bir insan. Futbolcuları ile olan iletişimi, saha içi rakibe
göre geliştirdiği taktikleri üst düzey. Yeni ve farklı metotlar deniyor, bu da
oldukça önemli. Üstelik karakterli yapısı Dortmund’da onu kalıcı yapmaya
yetecektir. Son dönemde göze çarpan en
önemli iki artısı saha içi rakibe göre dizayn ettiği takımın sıklıkla başarı
kazanması kadar yeni yetme gençleri bir yıldıza dönüştürebilecek donanıma sahip
olması. Klopp’un elndeki oyuncuların gösterdiği gelişim ileride daha sık
konuşulacaktır. İlkay’ın bugün dahi defansif orta saha olarak böylesine bir
performans göstermesi tamamen Jürgen Klopp başarısıdır.
-Nuri
Şahin'in Real Madrid ve Liverpool deneyimlerinden sonra tekrar BVB'ye dönüşü
hakkında düşünceleriniz neler?
Doğru olanı yaptı. Özellikle İlkay’ın dönüşümü ve
performansı sonrası daha farklı bakıyorum ve Nuri’nin basın toplantısında
söylediklerini önemsiyorum. “Ben sadece burada işlerlik kazanıyorum”. Aslında
Nuri yetenekli bir futbolcu ve fakat Dortmund’un şampiyonluğunda gösterdiği üst
düzey performansın bir kısmı İlkay’da olduğu gibi Jürgen Klopp’a ait.
Dolayısıyla Nuri kendi kariyeri ve geleceği adına bir miktar paradan da
vazgeçerek doğru yere gelmiştir.
-Jürgen
Klopp'un Nuri Şahin'in takıma dönmesi ile BVB'de yeni bir oluşuma gitme
düşüncesi olduğu biliniyor. 4Lü defansın önüne 1 kesici ile İlkay ve Nuri'nin
yerleştirilmesi ileriye ise bitirici bir 3lü ile Barcelonavari bir sisteme
geçilmesi planı hakkında düşünceleriniz neler? Uygulanabilir mi? Başarılı olur mu?
Dortmund
temelde 4-2-3-1 oynuyordu ve fakat bu sezon özellikle Klopp’un Götze’yi defansif
orta saha olarak kullanması sonucu farklı dizilimler peydah oldu. Temel
strateji burada önemlidir dizilimlerden ziyade. Top rakipte olduğu vakit
agresif takım savunması Dortmund’un gücünün önemli bir kısmı. Diğer açıdan ceza
sahasına her atakta yerleştirebildiği oyuncu sayısında günden güne artış
sağlamak istiyor. Bu nedenle farklı dizilimler olacaktır belki ama temel
strateji değişmeyecek gibi duruyor. Bence asıl farklılık Lewandowski’nin gidişi
sonrası merkez forvete Schieber, Reus ya da Götze gibi oyuncuları
yerleştirdiğinde ortaya çıkacaktır. Hareketli dörtlü hücum yerine hareketli
üçlü hücum ve geride ofansif orta saha rolünde üçlü orta saha.. Buna benzer
değişimler bekliyorum ben.
-Son
olarak BVB Türkiye blog/twitter hesabımız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fazlasıyla başarılı ve diğerlerini de bu konuda özendirecek kadar güzel. Ligi ve Dortmund’u yakından takip etmeme rağmen bu hesaptan pek çok bilgiyi edinmek kendi adıma çok keyifli. Başarılarınızın devamını diliyorum.
(Yoğun iş temposuna rağmen bizlere zaman ayırıp sorularımıza içtenlikle yanıt veren Sayın Orhan Uluca'ya birkezde buradan teşekkür ederiz..)
Borussia Dortmund Türkiye
Blog:
http://bvb09tr.blogspot.de
Twitter:
https://twitter.com/BVB_Turkiye
Facebook: http://www.facebook.com/BVB09Blog
Nuri şahin bir dönüşüm yaşayacaksa bunu ancak dortmundda klopp ile yapabilir. Nuri bunun farkında olması lazım. Nuriye hiçbir takım şans vermez ve ondaki pozitif yönlerini futbol sahasında kullanması için fırst vermezler ve dönüşümde sağlamazlar.
YanıtlaSilNuri için eğer dortmund macerasıda kötü geçerse ,bence onun tek şansı italya yada ispanyanın ortasıra hatta daha düşük seviyede olabilir bir takımında 2 3 sene geçirmekde olabilir. Üst düzey futbola bu şekilde tekrar formatlanmış olarak giriş yapabilir. türkiye seçeneğini düşünürse eğer nuri bu demektirki parayı seçmiştir. O zaman nuriden ben tamamen umudumu keserim.