9 Mayıs 2013 Perşembe

BVB Türkiye Röportaj: Süd tribününden Sandra ile BVB'yi konustuk..

Borussia Dortmund özellikle bu yıl yakaladığı şampiyonlar ligi başarısından sonra tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmiş durumda.. Biz burada ve twitter hesabımızda anlık gelişmeleri sizlere ulaştırmaya çalıyoruz. Bir çok önemli spor yorumcularımızda BVB hakkında düşüncelerini sizlerle paylaşıyor..
BVB'yi bukezde BVB tribunlerinden birine sorduk.. Sandra Goldschmidt, Süd tribunüne kombine sahibi takımı deplasmanlardada yalnız bırakmayan 'gerçek aşk'ı en derinden yaşayan bir bayan taraftar.
Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan  Sandra'ya BVB Türkiye ekibi olarak birkezde buradan teşekkür ediyoruz..
-Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Yaşınız,işiniz,yaşadığınız yer?
+Yaşım 30,Duisburg'da yaşıyorum (Yurtdışından okuyanlar için bilgi vereyim : Duisburg,Dortmund'a yaklaşık 45 dakika uzaklıkta).Mesleğim de avukat yardımcısı.

- BVB sevginiz nasıl başladı?BVB sizin için ne anlam ifade ediyor?
+BVB'ye olan sevgim 1993 yılında babamın beni ilk kez stadyuma götürdüğünde başladı.Onun da babası zamanında onu stadyuma götürmüş ve bu da bizim ailemizde devamlılık kazanmış.
Borussia Dortmund benim için aslında ''her şey'' demek.Bazıları futbolun hobi ya da güzel vakit geçirebilecek bir şey olduğunu söylüyor. Fakat Dortmund buna her zaman şu şekilde cevap veriyor : bu bölgede futbol yaşanıyor! Borussia Dortmund'suz bir hayat gerçekten hayal edilemez.

-Sık sık maçlara gidiyorsunuz. Kombineniz varmı? Şuana kadar kaç deplasmana gittiniz?
Unutmadığınız deplasman hangisiydi? Neden?
+ Evet,bir kombine bileti sahibiyim.Benim yerim Güney Tribününde (Südtribünü) 81.blokta.
Bu sezon unutamadığım deplasman maçımız Manchester City; kazanamadık gerçi ama Manchester City'yi 90 dakika boyunca iyi idare ettik ve çok da iyi oynadık diye düşünüyorum.
Deplasman maçlarında biletlere ulaşmak çok farklı oluyor.Bayern maçlarında daima zor oluyor ama mesela en son oynadığımız Düsseldorf deplasmanında biletlere gayet kolay ulaşıldı.
-Bize BVB tribünlerinden bahseder misiniz? Tribün gruplarına üye misiniz?
+Hiçbir tribün grubuna üye değilim;sadece bir taraftar kulübüne üyeyim.Güney Tribün'ü gerçekten olağanüstü.Son zamanlarda yurtdışından gelip,bir kez olsun orada olmak için veya sadece Güney Tribününü canlı görmek isteyenler var.''The Unity' grubu her zaman el ele çalışıyor ve koreografiler her zaman müthiş oluyor. Bence Malaga maçı öncesi sergiledikleri koreografi ile kendilerini aştılar.

-Dortmund bu sezon Şampiyonlar Liginde harika bir performans gösterdi.Size göre bunun sırrı neydi? Sizi en çok sevindiren maç hangisiydi? Neden?
+Sanırım geçen seneki hatalarımızdan ders aldık.Gerçi çok kötü de oynamamıştık fakat savunmada oldukça şaşkına uğratılmıştık.Bu sezon her Şampiyonlar Ligi maçını mükemmel buldum.Kendi sahamızda oynadığımız Malaga maçı tabii ki en zirve/heyecanlı maçtı.85. Dakikada her şeyin bittiğini düşünürken,sonradan elde edilen skor gerçekten unutulmaz.Real Madrid ile oynadığımız maçtaki atmosferin daha fazlası/iyisi olamazdı.Malaga'da Santana'nın attığı galibiyet golünden sonra yaşanılan atmosfer ile Real Madrid'e karşı oynarken tüm karşılaşma boyunca yaşanılan atmosfer aynıydı.Ve bence Real Madrid gibi bir takımı 4-1 yenmek insanın başına herhalde bir daha gelmez!

Bir taraftar gözünden Jürgen Klopp nasıl biri? Onun hakkında düşüncelerinizi yazarmısınız?
+Jürgen Klopp,BVB'nin başına gelen en güzel şey.Almanya Kupası finalinde Bayern ile karşılaştığımızda,Klopp'un yeni antrenörümüz olacağını öğrendiğimizi hatırlıyorum (o gün o maçı kaybetmiştik).Unutulmaz bir andı ve o günden sonra da yükselmeye başladık.Bert van Marwijk de o zamanlar elinden olan şartlar ile olabildiğince iyi sonuçlar elde etmişti.Ama Jürgen Klopp duyguları ve heyecanı ile Borussia Dortmund'a tam anlamı ile yakışıyor.Son yıllarda burada inşa ettikleri gerçekten anlatılmaz ve onun sayesinde çok güzel anlar yaşadık.Sanırım tüm BVB taraftarlarının genel isteği onun Ferguson veya Wenger'in Manchester United/Arsenal'de kaldığı kadar uzun kalmasıdır.
-Takımda en sevdiğiniz oyuncu hangisi?
+ Ooooo,sadece bir kişiyi seçmek çok zor.Takım genel olarak çok inandırıcı ve bu da Borussia Dortmund'u diğer takımlardan ayıran özellik.Çünkü sadece bir yıldız oyuncusu yok;bütün takım birbirine ayak uyduruyor.
Marco Reus'un bu ilk sezonu çok iyiydi ve Mats Hummels de savunmanın vazgeçilmezlerinden.Lukasz Piszczek'e aşırı saygı duyuyorum çünkü kalçasındaki sakatlığına rağmen daima oynadı ve ameliyatını erteledi.Takımdaki diğer oyuncuları da sayabilirim ama şimdilik bu üçünü anlatmam yeterli olur.

- Nuri Şahin ve İlkay Gündoğan hakkında düşüncelerinizi yazarmısınız?
+ Nuri Şahin'in Real Madrid'e gittiği zaman çok üzülmüştüm.Sonra yeniden bize gelmesi beni oldukça mutlu etti.Onun Real Madrid'in teklifini kabul ettiği için kimse yargılayamaz diye düşünüyorum.Oraya gittikten sonra sakatlanması onun şanssızlığı oldu yoksa onun için her şey daha iyi olabilirdi.Biz taraftarlar için onun bizde olması çok iyi.Onun Şampiyonlar Ligi Finalinde ilk 11'de olmasını dilerim.Benim düşüncüme göre bize geldiğinden beri her maç kendini geliştirdi.
İlkay hakkında da onun kısa süre içerisinde kendini inanılmaz iyi geliştirdiğini söyleyebilirim.İlk geldiğinde onun Nuri'nin yerine geçebileceği yönünde hepimiz şüphe etmiştik ama son olarak o pozisyonda kendi stilini geliştirdi.Umarım sözleşmesini uzatır ve önümüzdeki yıllarda da bizde kalır.Az önce Nuri'nin Şampiyonlar Ligi Finalinde ilk 11'de oynamasını istediğimi söylemiştim.İlkay'ın da Götze'nin mevkisinde oynamasını isterim çünkü onun final maçına kadar %100 sağlığına kavuşabileceğini sanmıyorum.

- Borussia Dortmund,Türkiye'de çok seviliyor. Artık Türk Hava Yolları da BVB sponsporlarından biri oldu. BVB'nin diğer ülkelerde de bu kadar sevilmesi bir BVB taraftarı olarak size ne hissettiriyor?
+ Yurtdışındaki artan popularite hoşuma gidiyor.Twitter'da BVB hakkında yazmaya başladığımda az sayıda hesaplar vardı.Son yıllarda kendini o çoşkuya dahil edenlerin sayısının arttığını görmek hoşuma gidiyor.Sanırım bunda Jürgen Klopp'un büyük bir katkısı var.Çoğu insanın sempatisini kazandığını düşünüyorum.Nuri ile İlkay'ın sayesinde Türkiye'den ve de Shinji sayesinde de Japonya'dan taraftarlar kazandığımızı düşünmekteyim.Umarım o taraftarlar bu oyuncular takımdan bir gün gittikten sonra veya Shinji'nin gittiği gibi Borussia Dortmund'a sadık kalır.
-Mario Götze'nin Bayern'e transfer olmasını nasıl karşıladınız?
+ Bu çok hassas bir konu.Bence tüm taraftarlar – ben de dahil olmak üzere – bu transfer haberi ile şok oldu.Hummels'in bu transfer hakkındaki dediklerine %100 katılıyorum.Kagawa veya Lewandowski takımdan gittiklerinde bunu anlayışla karşılarsın.Ama Götze gibi Borussia Dortmund'un genç takımında uzun yıllar oynayan birinin FC Bayern'e gitmesini gerçekten anlayamazsın.Yurtdışına transfer olmuş olsaydı eğer bunu herhalde kimse sorun etmezdi.Son zamanlarda yaptığı röportajlarda Dortmund'da ne kadar mutlu olduğunu ve burada bir ev yaptırmak istediğini söylemişti.Bayern'in bu transferin zamanlaması hakkında konuşmak istemiyorum.Sadece çok saygısızca buldum.

- Şampiyonlar Ligi Final maçından beklentileriniz nedir? Wembley'e gidecek misiniz?
 +Dün gece BVB'den olumlu bir mail aldım,yani orada olabileceğim.Uçak ve oteli çok önceden ayarlamıştım zaten.Bence finalde Bayern'den daha az baskımız var.Kupayı bizim kazanmamız onlar için bir facia olur.Her ne kadar onları bu sezon yenemesek de şanslar 50:50;geçtiğimiz sezon bunu başarabildiğimizi gösterdik.1997'nin tarihçesi de var;iki şampiyonluktan sonra Şampiyonlar Ligini kazanmıştık.Santana'nın Malaga'ya karşı attığı golden sonra herkesin şöyle bir umudu var : Bunu artık başarabiliriz!

- Size göre BVB gelecek sezonlarda nasıl performanslar gösterecek?
+ Umarım önümüzdeki sezonda da yeniden başarılı oluruz.Tabii ki Bayern'e ligde ayak uydurmak zor olacak ama elimizden gelen her şeyi yapacağız.Bu tabii ki Götze ile Lewandowski'nin yerine kimlerin geçeçeği ile de alakalı bir durum.Hâlâ Dzeko konusunda umudum var ama o sanırım çok pahalı olur.Klopp'un bir basın toplantısında dediği gibi;o sakinmiş ve o sakin olduğu süre içerisinde de biz de öyle olmalıymışız.İngilizce söylemek gerekirse : İn Kloppo we trust :) (Klopp'a güveniyoruz).


---
Teşekkürler Sandra 


(Röportajın izinsiz olarak kullanılması yasaktır. Lütfen emeğe saygı gösterelim)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder